25 Nisan 2024

“Serinin Bitmesi Beklenen Filmi…”

BMS Film yapımcılığında Kocaeli’nde çekilen Semur 3: Kıyamet-i Cin filminin yönetmen koltuğunda Cin Deresi: Müsfer (2019) filminin müziklerini ve yapımcılığını; Semur 2: Cinlerin Büyüsü (2020) filminin senarist ve yönetmenliğini; Enna Kara Büyü (2021) filminin yönetmenliğini yapmış olan Burak Çelik oturuyor. Görüntü yönetmenliğini Deney (2020), Kitab-ı Cin (2021) gibi filmlerin de görüntü yönetmenliğini yapmış olan Bülent Terzioğlu’nun üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda ise Kabr-i Cin: Mühür (2016)’den anımsayacağımız Volkan Başaran; Enna: Kara Büyü (2021)’de oynayan Sevil Akdağ; Lietli: Cin Kabilesi (2021), Mefruh: Vahşeti Cin (2021) ve Müsfer: Cin Kabilesi (2021) filmlerinden hatırlayacağımız Zülfü Hamit Altın’ın yanı sıra Gizem Tan, Mehmet Ali Çatal, Osman Cavcı gibi isimler de bulunuyor.

Filmin konusunu eşini kaybettikten sonra psikolojik buhranından biraz olsun kurtulmak için köyüne dönen Murat ile ona destek olmak adına Murat’a sürpriz yaparak peşinden köye gelen arkadaşlarının başından geçenler oluşturuyor. Eşi intihar eden Murat, köy evine gidip psikolojik bunalımını biraz olsun hafifletmeye karar verir. Ancak onu yalnız bırakmak istemeyen iş arkadaşları Mesut, Sevda ve Sinem de sürpriz yaparak Murat’ın peşinden giderler. Ancak bu ziyaret felaketleri de beraberinde getirecektir. Bu sıra dışı olayları ve felaketleri bastırmak için Mesut eve bir hoca getirmeye karar verir. Ancak olaylar bundan sonra daha içinden çıkılamaz bir hale dönüşecektir.

Bazı kadrajlarda ekranın yarısının bulanık görünmesi ya da set çalışanının saçının görünmesi gibi sorunlar olsa da filmin genellikle en azından izleyicilerin gözlerini yormayacak kalite ve ışıkta çekimlere sahip olduğu söylenebilir. Daha önce Semum (2008) filminin senaryosunu düşük bütçe ile sadece tek bir eve sığdırmaya çalışma çabasıyla anlamsız ve kendini tekrar eden diyaloglara dönüşerek uzayan filmde maalesef Osman Cavcı’nın canlandırdığı doktor karakteri dışındaki tüm oyuncuların performansları da gerçekçilikten uzak ve izleyiciyi filmin atmosferinden dışarıya atacak kadar başarısız. Bu başarısızlıkta payı sadece oyunculara yüklemek de yanlış olacaktır. Zaman doldurmak amacıyla yapıldığı belli olan anlamsız, başka kimsenin olmadığı bir evde kapıyı kapatıp yatakta sigara içen ancak yanında küllük olmadığı için apar topar odadan çıkmak zorunda kalan Murat karakterinin efkarına ortak olamıyoruz mesela. Ya da büyü yapılırken kullanılan kitabın, gerçekçilikten uzak görünümü bizi büyüye dair herhangi bir endişeye sevk edemiyor. Apar topar, din konusunda daha bilgili bir alime giden havas aliminin “Kaybedecek vaktimiz yok” minvalindeki hareketlerine rağmen sonraki sabah üstünü değiştirmiş olarak gelmesi ve ondan başka kimsenin üstünü değiştirecek vaktinin olmaması ya da “Bu gece nasıl uyuyacağız?” diye isyan eden Murat’ın bir sonraki sahnede kâbus görecek kadar derin uykuya dalabilmesi, intihar eden eşinin fotoğrafı gözleri önünde sözde büyü kitabının içinden çıkmasına rağmen Murat’ın “Bunu nereden buldunuz?” diye havas alimlerine saldırması gibi mizansenler bir korku filminde olduğumuzu hissettirmeyecek ve gerçek hayatta karşımıza çıkamayacak kadar yapay. Bu durum, hiç şüphe yok ki oyuncuların performanslarını ciddi anlamda etkilemekte. Bu bağlamda oyuncuların da “Bir an önce set bitse de gitsek” dediklerini görsel olarak izleyicilere hissettirmesi gayet normal.

Sonuç olarak Semur 3: Kıyamet-i Cin; “serinin beklenen filmi” sloganıyla yola çıkan ancak beklentileri karşılamaktan hayli uzak vasat bir yapım.