“Yakaza Eşiğinde Teykel’le Hesaplaşma”
Mollywood Film yapımcılığında İstanbul’da 2019 yılında çekimleri tamamlanan Kitab-ı Cin filminin yönetmen koltuğunda Hakan Aydın oturuyor. Yapımcılığını da yönetmen Aydın’ın üstlendiği filmin senaryosunu Eyüp Aydın’ın kaleme alırken, görüntü yönetmenliğini Bülent Terzioğlu üstlenmiş. Görsel efektlerinde Serkan Dinç’in imzasının bulunduğu filmin oyuncu kadrosunda ise Rasul Kuliev, Derya Acar, Sarkhan Shkhiyevv, Elif Şahin, Halil Kumova, Mete Soydan, Murat Bölücek, Birol Özkal, Yücel Tok, Ruhi Zariç, Tahsin Özkan, Eyüp Aydın, Erkan Hançer gibi isimler yer alıyor.
Filmin konusunu dört üniversiteli gencin, yıllarca gizli kalan Hz. Süleyman’ın sırlarla dolu kitabını bulmaları sonucu bir cin ordusunu uyandırmalarıyla gelişen olaylar oluşturuyor. Can, Selin, Avşin ve Berke üniversiteli dört arkadaştır. İstanbul’da beraber kalacakları uygun fiyatlı bir kiralık ev tutarlar. Ev oldukça harabe durumdadır. Gençler evi temizlerlerken duvarın içine gizlenmiş bir kitap bulurlar. Kitabı merakla inceleyip okumaları sonrası hayatları kabusa dönüşecektir.
Çekimleri birçok amatör yapıma nazaran oldukça başarılı olan filmin görsel efektleri de hayli başarılıydı. Bu bağlamda, filme bütçe ve emek ayrılmış olduğu seyirciye fazlasıyla yansırken; oyuncuların performanslarının başarısızlığı, kötü diyaloglar, sahne geçişleri arasındaki kısa tutulması gereken fade-out’ların uzun tutulması, ses kurgusundaki mikrofon açıp kapama seslerinden, konuşma seslerinin çızırtılı ve anlaşılmaz olmasına değin pek çok sorun bulunuyor.
Geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz ve filmde Şeyh İbn-i Hakkı’yı canlandıran Halil Kumova ve cami hocasını canlandıran Tahsin Özkan dışındaki neredeyse tüm oyuncuların oldukça başarısız ve yapay oyunculuklar sergilediklerini söylemek maalesef mümkün. Filmin fantastik yönlerinden biri 2020 yılında elinde asa ile İstanbul caddelerinde dolaşan ve asası ile cinlere ateş edebilen Karula karakterinin Şeyh İbn-i Hakkı’nın “Ben de seni bekliyordum, dört genci bana getir” gibi “öngörü” ve “kehanet”leri karşısında şaşırarak “Nasıl bildiniz?” gibi anlamsız cevaplar vermesi, yine 2020 yılında olunmasına karşın Kazakistan, Suudi Arabistan, İran, Mısır Şeyhlerine gönderilen “mektup”lara basılan baskı mühürler… Böyle bir mektup kullanımında mektubun açılmamış olduğunun anlaşılması adına zarfın birleşim yerlerine damlatılan balmumu mühür baskı ya da normal baskı kullanılmakla birlikte, bu mühürler maalesef zarfın arka yüzüne kaşe şeklinde basılmaz.
Kitab-ı Cin filmi; kıyamet alametleri, cin karakterizasyonları bakımından Hasan Karacadağ’ın Da@be (2006) ve Da@be 2 (2009) filmlerinden esintiler taşısa da, son dönemde görsel efekt kullanımı bakımından başarısız olan Hasan Gökalp’in Astral Seyahat (2019) filminin oldukça üzerine çıkmayı da başarıyor. Görsel efektler yardımıyla oluşturulan cin tasvirlerini bahsi geçen Hasan Karacadağ filmleri sonrasında son dönemde sıklıkla Şeytan Geçidi Enhara (2018), Sir-Ayet (2019), Gerçek Cinler (2021), Avcı İlk Kehanet (2021) gibi Onur Aldoğan’ın yönettiği filmlerde de görmemize karşın, Kitab-ı Cin görsel efekt konusunda sınıfı geçmeyi başarıyor.
Sonuç olarak Kitab-ı Cin; emek verildiği belli olmakla birlikte ses ve görüntü kurgusu ile oyuncuların performansları nedeniyle vasatın bir tık üzerine çıkabilen bir yapım.