“Şile mi Çatalca mı?”
Kültür Bakanlığı’nda BMS Film’e kayıtlı olan ancak Box Office’te yapım şirketi Aria Films olarak görünen, İstanbul’un Şile’ye bağlı Ağva semti ile İsa Köy ve civarında çekilen ancak bitiş jeneriğinde Çatalca Belediyesi’ne teşekkür bulunan Mefruh: Vahşeti Cin filminin yönetmen koltuğunda İlker Tunçay oturuyor. Senaryosunu ve görüntü yönetmenliğini de yönetmen Tunçay’ın üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda Zülfü Hamit Altın, Gökçen Derbeder, Yavuz Gümrükçü, Berk Güldoğan ve Zekai Yılmaztürk gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu 1977 yılında birtakım paranormal olayların yaşandığı bir köye çekim için giden grubun başından geçenler oluşturuyor. Kurdukları yeni medya kanallı için araştırma ve paranormal videolar çeken bir ekip, 1977 yılında yaşanan bir dizi paranormal olaylar ve vahşet olaylarının olduğu eski Rum köyü olan Yorgolar Köyü’ne gitmeye karar veriler, ancak köye vardıklarında daha önce hiç karşılaşmadıkları sıra dışı ve paranormal olayların içerisinde kalırlar.
Filmin adının görünmesi sonrası sessizlik içerisinde siyah ekranda oyuncuların isimlerinin yazılmasıyla başlayıp biten jenerik sonrasında 20 dakika kadar tek plan kullanılarak doğaçlama sürdürülen bir sahne bizi karşılıyor. Sonraki 10 dakikada aynı oyunculara, mekân değişmeksizin bir tık yaklaşan kamera yine tek plan doğaçlamaya devam ederken sonraki kesmenin ardından gelen 5 dakikada ise yine aynı odada bir tık daha yaklaşan kadrajla doğaçlama konuşmalar devam ediyor. Tamamı 56 dakika olan filmin 35 dakikası aynı sözlerin tekrarlandığı, kötü bir kadrajla giden doğaçlama sahnelerle nihayete eriyor.
Oyuncuların doğaçlama yaptıkları hatta ne söyleyeceklerini unuttukları o kadar belli ki, aynı şeyler tekrarlanıp duruyor. Bu korkunç kadrajdan ve dar apartman dairesinden Çatalca’ya pardon Ağva’ya doğru yola çıkıldığında ise arabanın ön camından çekilen yolun görüntüsüne konuşmalar bile dahil olmuyor. İsa Köyü’nün kahvesine gelindiğinde Yorgolar Köyü’nün hikâyesini anlatan “amca” kayıtta görünmezken, kötü bir ses teçhizatı kullanıldığından amcanın ne anlattığı anlaşılmıyor. Ses hem kötü geliyor hem de oldukça cızırtılı bir biçimde kulak tırmalıyor. Buluntu film havası katmak adına el kamerası çekimlerinde köşeye “Rec” yazısı koysalar dahi maalesef kameranın kapanma görüntülerinde bu eklentiyi silmeyi unutuyorlar. Bu arada filmin konu olarak anlatılan kısmından bir tık öteye gidilmediğinin ve paranormal olaylarla izleyicinin karşılaşamadığının da altını çizmekte fayda var.
Filmin konusuna baktığınızda 1977 yılı olarak anlatılsa da filmin içerisinde olayların 1942 yılında geçtiğinden bahsediliyor. Nova Prospekt’in kullandığı “mevsimlerin değişimi ve paranormalliği” vurgulamak adına kullanılan diyalog ise “Az önce kar yağıyordu, şimdi güneş açtı” olarak seyirciye ulaştırılırken maalesef kimse kar yağışı sırasında kar toplanması nedeniyle güneş açtığı konusunda birilerini uyarmayacak kadar umursamaz davranmış belli ki. Ama filmin en bomba kısmı bitiş jeneriğinde. Evet Şile’de çekip Çatalca Belediyesi’ne teşekkür ettiler o cepte ancak daha vahim olan durum ise bitiş jenerik müziği olarak 1978 yapımı kült film Halloween’ın orijinal bitiş jenerik müziğinin seçilmiş olması.
Sonuç olarak Mefruh: Vahşeti Cin; çekilen görüntülerin arka arkaya eklenmesiyle film yapılamayacağının en güzel örneklerinden biri olarak sınıfta kalanların arasına hızlıca yerleşiyor.