17 Mayıs 2024

“Hocam Bu Ne?!”

HM Productions yapımcılığında Kocaeli’nin Gölcük İlçesi’nde çekilen Zir-i Cin 2 filminde Şeytan Geçidi Enhara (2018), Sir-Ayet (2019), Azra (2021), Mahluk (2022) ve Cin Sureti (2023) filmlerinde oyuncu olarak karşımıza çıkan Burak Küçük hem yönetmen hem de senarist koltuklarında oturuyor. Filmin oyuncu kadrosunda Ekrem Kayhan, Tahsin Macit, Feyzanur Ayan, Şenay Karaaslan, Didem Çolpan, Suat Atan, Burak Küçük, Ada Berber, Mesut Engin, Sevgi Kalyoncu, Turgay Turan, Halise Berber gibi isimler bulunuyor.

Filmin konusunu bir cin vakasını araştıran bir adamın yaşadığı olaylar oluşturuyor. Gazeteci olan Tarık, Kanlıbıçkı Köyü’nde yaşandığı söylenen cin vakalarını araştırmak için Yusuf Hoca’yı bulur. Yusuf Hoca, birçok cin vakasını çözmüş olup birçok insanı da bu cin vakalarından kurtarmıştır. Köy muhtarı Ali Rıza’nın kızına yapılan büyüyle birlikte Tarık ve Yusuf Hoca bu olayı çözmek için harekete geçer. Tarık’ın da isteği üzerine olayları kayıt altına almaya karar verirler.

Hem Havas alimi Yusuf karakteri ile hem de kötü dilek ağacı gibi kullanımlarla Hasan Karacadağ’ın 2013 yılında çekmiş olduğu Dabbe: Cin Çapması (2013)’na benzeyen filmin sanat yönetiminden senaryoya, oyuncuların performanslarından found footage kullanımına değin birçok konuda sınıfta kaldığını söylemek mümkün. Bahsi geçen 2013 yapımı diğer filmde bilim ile dinin çatışması üzerinden bir psikoloji öğrencisinin ruhsal hastalıkların tedavisi konusunda bilimin mi yoksa hurafelerin mi tercih edilmesi gerektiği konusunda yazacağı tez için neredeyse tek tek kurulduğu da gösterilen, eğer kurulurken görmediysek bile bir sonraki sahnede mutlaka cihaz olarak gördüğümüz kameralarla çekilmesine rağmen, Zir-i Cin 2’de kameraların kurulduğuna dair bir done sunulmamasının yanında kameranın açılarının mümkün olmayacak şekillerde değişmesi gibi hatalar da bulunuyor. Yine bahsi geçen eski yapımda 7175 sayısının Roma rakamlarıyla karşılığı olan VIVO’nun anlamı ve bunun nedenleri açıklanırken, bu filmde kullanılan 8175 sayısı ile yansıtılmaya çalışılan define ve lanet temelli anlatı havada kalıyor. Yine 2013 yapımı filmde cin musallatına uğrayan karakterin ilk cinnet getirmesinin kına gecesinde olması nedeniyle üzerinde Bindallı bulunmasının bu bağlamda bir anlamı bulunurken, bu yapımda karakterin giydiği bindallıya anlam yüklemek adına cin ile evlilik yapılması bahane olarak öne atılıyor. Benzerlikler bununla da sınırlı kalmayıp 2013 yapımında kullanılan hayvan sakatatları ve kötü tılsımların asılmış olduğu kötü dilek ağacı, üzerinde sakatat barındırmadığı yani sanat yönetimi yetersiz kaldığı için şöyle bir nazar boncukları ve çaputlarla süslenip arka fona sinek sesleri konulan ağaca dair kullanılan diyaloglarda ağaca hayvan leşlerinin asıldığı söylenerek geçiştiriliyor. 2013’teki Kıbledere Köyü’ne benzer şekilde Kanlıbıçkı Köyü isminin seçilmiş olması da bu seçimlerin tesadüf olmadığının altını çizen son nokta oluyor.

Senaryo ve hikâye yeterli biçimde kurulamadığı, biraz önce saydığım herhangi bir unsur da yeterli ve inandırıcı olarak sunulmadığı için de gerçekçilik hissi veremediği gibi bazı sahnelerin uzatılması ancak verilecek bir done bulunmaması nedeniyle izleyiciler gazeteci Tarık karakterinin sürekli olarak “Hocam bu ne?” ya da “Hocam” seslenişlerine maruz kalıyor. Bu bağlamda başarılı olan ve birçok izleyici tarafından efsaneleştirilmiş bir filmi, yetersiz bir biçimde ısıtıp sunarken üzerine bir şey koymamakla birlikte adeta parodileştirmiş oluyor.

Fakat 2013’teki Dabbe: Cin Çarpması ile 2023’teki Zir-i Cin 2 arasındaki klasman farkını belirleyen tek unsurlar bunlar değil. Dabbe: Cin Çarpması, katman katman örülmüş bir hikâye sunuyordu. Bir engel aşıldığında, Faruk Akat’ın karşısına yeni ve özgün başka bir engel çıkıyordu. En nihayetinde de final sekansında bütün olay örgüsü tek bir çözüme varıyordu. Ancak Zir-i Cin 2, bölük pörçük ilerleyen hikâyesini farklı katmanlar hâline getirmek bir yana dursun derli toplu bir forma bile kavuşturamıyor. Bu nedenle de bir süre sonra birbirini tekrar eden jumpscare sahneler ve benzer korku sekanslarına sığınmak zorunda kalıyor.

Sonuç olarak Zir-i Cin 2; gerçekçiliğinden teknik sorunlarına, oyuncuların performanslarından sanat yönetimine başarısız yapımların arasında yerini almaktan kurtulamıyor.