“Olan Saçlarımı Beyazlattınız…”
Nazin Medya yapımcılığında çekilen Sır Şeytanın Kurbanları adlı yapımın yönetmen koltuğunda ilk uzun metrajıyla Yavuz Duman oturuyor. Senaryosunu da Yavuz Duman’ın kaleme aldığı yapımın görüntü yönetmenliğini Berkcan Uzun üstlenmiş. Yapımın oyuncu kadrosunda ise Murat Sarıyıldız, Yavuz Duman, Şehnaz Dilan, Aksin Ay, Melek Aydemir, Halit Çakır, Bayram Arslan, Cansel Buse Gülen, Sami Eryılmaz gibi isimler bulunuyor.
Yapımın konusunu bir komiserin seri cinayetleri takip ederken cinayet zanlılarının aslında azılı bir örgüt olduğunu fark edip emniyet ekipleri ile birlikte bu örgütün peşine düşerek katilleri yakalaması oluşturuyor.
Çekimlerinden kadrajlarına, kostümlerinden mekân kullanımına değin her konuda başarısız olan yapım, korku ve gerilim türünde çekilmiş olsa da beyazperdeye yansıyan yüzüyle komedi yönü daha ağır basıyor. Satanist bir tarikatın kurbanlar seçerek bunları şeytana kurban etmek amacıyla öldürmeleri üzerinden ilerlerken açık çay içen Satanist kadın liderden, şaka bıçağı ile cinayet işlenmesine, Hıristiyanlar için kutsal olan ve İsa’nın kanı olarak atfettikleri şarabı afiyetle içen Satanist gruptan, onları eski kovboy filmleri döneminde çıkan ve bir dönem tüm erkek çocukların ellerinde olan altıpatlar tipi oyuncak tabanca ile kovalayan komiserlerin olduğu yapımda, finale doğru üzerindeki kırmızı cübbe ve ağzına aldığı tek dal gül ile dans eden Satanist lider gerçekten gözlerden yaş gelmesine neden oluyor.
Museviler için kutsal olan Davud Yıldızı ya da Davud Kalkanı başka bir deyişle ise Yahudi Yıldızı’nın pentagram yerine kullanılmasından, emniyet müdürü ile komiserin sahilde yürüdükleri sırasında drone çekimi ile boy planlarda ters taraflarda durmalarına değin mantık ve devamlılık hatalarıyla dolu bir yapım. Yerli korku filmlerinin çoğunda karşılaşılan, ucuz olduğu için tercih edilen, metal altlıklı mumların kullanılması da bu bağlamda şaşırtıcı olmuyor.
İstanbul’da Sarıyer ve Beyoğlu’nun çeşitli lokasyonlarında çekilmiş olan yapımda Satanist grubun hali ise gerçekten içler acısı. Salonlarında eski bir masa ve plastik sandalyelerden başka bir şey bulunmayan bir evde hem yaşayıp hem de ayinler yapan bu grup ve üyelerinin oyunculuk performansları da diğerleri gibi sınıfı geçmenin yanından bile geçemiyor. Özellikle Emniyet Müdürü ve eşinin konuşmaları sinirden gülmenize neden olurken, müdürün repliği film boyunca kulaklarımda çınlamadan edemiyor: “Olmayan saçlarımı ağarttınız…”
Sonuç olarak Sır Şeytanın Kurbanları; devamlılıktan mantık hatalarına, sinemasal gereksinimleri karşılamamasından ses kurgusundaki aksaklıklara kadar gösterime girmemesi gereken yapımların tüm özelliklerini bünyesinde toplamayı başaran bir örnek.