30 Nisan 2024

“Sıradan, Sıkıcı ve Başarısız…”

Birleşik Krallık yapımı Beneath The Surface, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Derin Tehlike filminin yönetmen koltuğunu Scott Jeffrey lakabını kullanan Scott Chambers ile Rebecca J Matthews mahlasını kullanan Becca Hirani paylaşıyorlar. Senaryosunu Paul W. Franklin’in kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Dominic Ellis üstlenmiş. Filmin oyuncu kadrosunda ise Georgie Banks, Stephanie Lodge, Matthew Marcelis, Nicola Wright, Beatrice Fletcher, Jamie Robertson, Annie Knox gibi isimler bulunuyor.

Filmin konusunu bir köpekbalığı saldırısında babasını ve kız kardeşini kaybederken kendisi sağ kurtulmuş olan bir kadının olayların nasıl geliştiğini hatırlamaya çalışması oluşturuyor. Genç bir kadın olan Lexy, ailesiyle birlikte tekneyle tatile çıktığı sırada büyük bir beyaz köpekbalığı saldırısından kurtulur, ancak çok geçmeden kabusunun henüz bitmediğini fark eder. Yaşadığı travma nedeniyle hafıza sorunları da yaşayan Lexy, çevresindekileri güvenilmez bulmaya başlar ve yeniden suya adım atabilmek için kendi iblisleriyle yüzleşmek zorunda olduğunu fark eder.

Filme değinmeden önce mahlas kullanan bu iki yönetmenin Bad Nun: Deadly Vows (2019), Bats (2021), HellKat (2021), Hatched (2021), Cannibal Troll (2021), The Gardener (2021), Exorcist Vengeance (2022) filmlerinde de beraber çalıştıklarını belirtmekte fayda var. Bahsi geçen tüm filmler de oldukça başarısız ve amatör yapımlar. Scott Chambers’ı ayrıca geçen yıl gösterime giren Winnie The Pooh: Blood and Honey (2022)’in yönetmen koltuğundan hatırladığımızı da eklemek gerekiyor. Bu yıl gösterime girmesi beklenen Winnie The Pooh 2 (2024)’de ise yönetmen koltuğunu Rhys Frake-Waterfield mahlasına devreden Chambers, projede oyuncu olarak da karşımıza çıkıyor.

Beneath The Surface’a gelecek olursak; her yıl yaz aylarında sinemaları saran köpekbalığı filmlerinden birinin bu kez neden şubat ayında girdiğini sorduğunuzu tahmin edebiliyorum. Filmin başlangıcında gördüğümüz oldukça kötü çekilmiş bir köpekbalığı saldırısı görüntüsü sonrası, filmin kahramanı olan Lexy’nin travmasını ötelemek adına gittiği seanslar sırasında bu sahnelerin yine kısa kısa geçtiğini bu nedenle de filmin bir köpekbalığı filmi olmadığını, dolayısıyla da bu nedenle yaz aylarında gösterime girmesinin tercih edilmediğini söylemek mümkün.

Güney Afrika’ya ablası, babası, üvey annesi ve kocasıyla birlikte tatile gitmiş olan Lexy, ayağı takılarak yattan denize düşerken yanında babası ile ablasını da sürüklüyor. Sonrasında önce babası sonra ablası köpekbalığı tarafından öldürülen Lexy sağ olarak kurtuluyor ancak bu olay kendisinde travma yaratıyor. Babası ile ablasını ölümü nedeniyle kendisini suçlayan Lexy, içerisinde bulunduğu travma sonrası stres bozukluğu ve hafıza kaybı ile üvey annesi ve kocasından şüphelenmeye başlıyor.

Çok klasik bir hikâyeyi, başarılı olmayan oyunculuklar ile anlatan yapım maalesef adeta akmıyor ve izleyicinin finale kadar gerilmesine de olanak vermiyor. Özellikle sinefillerin ilk dakikalarda fark edeceği şaşırtıcı olmayan finale ulaşmak da bu nedenle izleyici açısından sıkıcı dakikalara evriliyor.

Sonuç olarak Beneath The Surface; iyi olmayan performanslar, şaşırtmayan senaryosu ile zaman kaybı olmaktan öteye geçemiyor.