1 Mayıs 2024

“Sanat Sanatçı İçindir…”

Bircan Film ile Tapmaz Company yapımcılığında çekilen Pigment filminin yönetmen koltuğunda Musabbar (2019) filminin görüntü yönetmenliğini; Lanetli Tapınak (2019), Arınma Seansı – Tarot (2022), Mühr-ü Musallat – Perihan (2022) ve Mühr-ü Musallat 2: Yasak Düğün (2023) filmlerinin de yönetmenliklerini yapmış olan Metin Kuru oturuyor. Senaryosunu Lezgin Kanat’ın yazdığı, müzikleri Mustafa Yazıcıoğlu imzası taşıyan filmin görüntü yönetmenliğini Nart Geçalp üstlenmiş. Filmin oyuncu kadrosunda ise Muzaffer Uzunyılmaz, Hilmi Özçelik, Ahu Tuba Çat, Aslı Ayşenur Saygılı, Tuğba Duygu, Yavuz Ketenci, Zafer Kalfa, Murat Kara, Ersin Canıtez, Süleyman Erol, Nehir Selvi, Melek Kaçaroğlu gibi isimler bulunuyor.

Filmin konusunu insan kaçakçılığına bulaştığı Fransa’dan 25 yıl sonra dönen ve tutkusu olan ressamlığa geri dönmek isteyen Ragıp’ın, pençesinde olduğu şizofreninin etkisiyle başından geçenler oluşturuyor. Ragıp, Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan genç bir adamdır. Büyük bir ressam olan Feridun tarafından sanat vaadiyle kandırılan Ragıp, Fransa’da insan ticareti yapma işine bulaşır. Yıllar sonra bu işten kendisini kurtaran Ragıp, asıl mesleği olan ressamlığı yapmak adına bir atölye açmayı planlar ve bu amaçla 25 yıl önce ayrıldığı Türkiye’ye geri döner. Bu sırada resim dersleri veren Ragıp, insan kaçakçılığı yaparken kaybettiği insanı duygularını sanat sayesinde geri kazanmayı ümit eder. Ancak bu süreçte kaçmaya çalıştığı şizofreni hastalığı gittikçe ilerler ve günlük yaşamı iyice çekilmez bir hale gelir. Çok geçmeden Ragıp, kurs verdiği ve hayatındaki sevmediği insanları bodrumunda tutarak onları resim malzemesi olarak kullanmaya başlar.

Bir ressamın kusursuz sanat eserini özgün bir biçimde yaratabilmek adına neler yapabileceğini temeline alan film, sanatın halk için değil sanatçı için olduğu argümanını destekleyerek izleyicilere sanat üzerine düşünme olanağı da sağlıyor. Yerli gerilim filmleri genellikle intikam hikâyeleri üzerine kurulu olarak karşımıza çıkmasına rağmen, bu filmde intikam tabanlı bir öykünün kurulmamış olması da filmi türdeşlerinden ayıran başka bir nokta oluyor.

Her ne kadar geçtiğimiz yıllarda gösterime giren Güzelliğin Portresi (2019) filmi de yağlı boya tablolar ve şiddet temasını temeline alsa da sanatçının üretim sancısı yerine cinayet ve cinayetin aydınlatılması üzerinden ilerlemeyi tercih etmesi ve finalin de intikama bağlanması nedeniyle yerli türdeşinden ayrılmayı maalesef başaramamıştı.

Bu bağlamda yabancı korku filmlerinde sıklıkla görülen sanatçının üretim sancısı üzerine kurulan öyküler, ilk kez yerli bir gerilimde karşımıza çıkmış oluyor. Son eserini tamamlamak için gereksinim duyduğu kırmızı tonu bir türlü bulamayan Adam’ın, sevgilisinin yanlışlıkla parmağını kesmesi üzerine gelişen olayları anlatan Color Me Blood Red (1968) ile dövmesi olan insanları ritüelistik bir şekilde öldürerek dövmelerini alan ve derilerini yüzen bir seri katilin peşine düşen dedektiflerin öyküsünü anlatan Tattoo (2022) filmlerinin karışımı bir hikâyeye sahip olan Pigment, bahsi geçen filmlere nazaran çok kanlı bir film olmamaya çalışması ile de esinlendiği bu yapımlardan ayrılmayı başarıyor.

Çekimleri ve sanat yönetimi ile başarılı olan filmde, oyuncuların performansları yer yer aksasa da çoğu sahnede inandırıcı bir etki yaratmayı başarıyorlar. Filmin birkaç sene önce çekilmiş olması nedeniyle görüntü kalitesi teknolojik açıdan biraz geride kalmış olsa da özellikle filmde kullanılan maskeler ve tablolar inandırıcılığın ve etkileyiciliğin izleyiciye geçmesini sağlıyor. Filmde yer alan sanat eserlerinin hali hazırda senaryonun da yazarı olan Lezgin Kanat’a ait olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Filmin finaline doğru birkaç görsel mantık hatası bulunsa da çekimleri, sanat yönetimi gibi unsurlar sayesinde bu durum göz ardı edilebilir bir noktada kalıyor.

Sonuç olarak Pigment; diğer yerli gerilimlerden intikam öyküsünden beslenmediği için ayrışan, sanat üzerine derinleşmeye çalıştığı için türdeşlerinden farklı olan orta halli izlenebilir bir gerilim filmi.