“Yanlış Fıkra, Yanlış Zaman…”
Mutluluk Fabrikası yapımcılığında çekilen ve ilk olarak adı Üçüncü Dünya olarak duyurulan ancak 30 Ağustos 2019 olarak açıklanan ilk gösterim tarihi belirsiz bir tarihe ertelenen, sonrasında ise ismi Lanetli Tapınak olarak güncellenerek 15 Nisan 2022 tarihinde gösterime giren; benim de Türk Gerilim Sineması Kronolojisi (1914-2019) kitabımda “gösterim tarihi alıp ertelenen filmler” arasında yer vermiş olduğum filmin yönetmen koltuğunda Musabbar (2019) filminin görüntü yönetmenliğini; 3 Haziran 2022 tarihinde gösterime girecek olan Arınma Seansı – Tarot ve 17 Haziran 2022 tarihinde gösterime girecek olan Mühr-ü Musallat – Perihan filmlerinin de yönetmenliklerini yapmış olan Metin Kuru oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Kuru’nun kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Emre Karadaş yaparken, müzikleri Ajlan Akyüz imzası taşıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Behice Maurer, İlhami Adsal, Nihat Demirel, Gülay Say, Abdullah Faruk Günaydın, Hilal Kavakderelioğlu gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu Mısır tanrısı Isis’le iletişime geçmeyi başaran Lily’nin hikâyesi oluşturuyor. Mısır’ın en büyük tanrısı olarak kabul edilen İsis’le iletişim kurmayı başaran Lily, İsis’in muhafızları tarafından tapınağa götürülür. Karşılaştığı hayalle gerçek arasında olaylar karşısında korkup geri dönmeye karar verir ama artık çok geçtir. Tören çoktan gerçekleşmiş, İsis yeni bedeninde yaşamaya başlamıştır.
Şimdi öncelikle farklı bir proje yapmaya çalışıldığı için memnun olduğumu belirtmek istesem de filmin ilerlemesiyle birlikte maalesef mutlu kalmak mümkün olmuyor. Filmin açılışında kullanılan stok videolara eşlik eden ses ile birlikte, bir belgesele başlanacakmışçasına İsis kültüne dair ansiklopedik bilgiler sunuluyor. Neden İsis’le iletişime geçmeye çalıştığını bilmediğimiz Lily, Türk polis teşkilatında ne işi olduğunu bilmediğimiz Alex, Lilly’e İsis’le iletişim kurması konusunda yardımcı olan “Kitapçı” Henry ve gizlice Lily ile Henry’nin fotoğraflarını çeken ancak bunları ne için çektiği hiçbir zaman açıklanmayan Henry’nin hizmetçisi aslında nasıl bir çorbaya düştüğümüzü belli ediyor. Filmdeki birçok sahnede karşımıza çıkan detay ya da yakın planlar maalesef devamlılık hatalarını ve makyajların kusurlarını açığa vurmakla birlikte, tapınak olarak gösterilen yerin ne kadar baştan savma yapılmış olduğunu da seyircinin gözüne sokuyor. Aslında kısa metraj olması gereken hikâye anlamsız diyalog ve sahnelerle, aynı sahnelerin tekrar kurguya eklenmesiyle uzatıldıkça uzatılıyor.
Marilyn Monroe, James Dean, Red Kit ve Two-Face bir gün bir bara girerler ve oranın tapınak olmadığını fark edip geri çıkarlar. Durun! Yanlış fıkra, yanlış zaman…
İsis kültü, Romalılar tarafından da kabul gören bir inanç olmasına rağmen, Mısır’da olan tapınakta Anubis ya da Mısırlı askerler yerine Roma miğferli askerlerin bulunması tam bir fiyasko. Antik Mısır tanrıçası olan İsis’in Ortaçağ Avrupası’nda kullanılan kıyafetler ile taç takması ise üzerine tüy dikmekten öteye geçmiyor. Oyuncuların performansları vasatın altında kalmakla birlikte diyaloglar ise anlamsız tekrarlardan öteye gidemiyor. Üstüne üstlük filmin bir sahnesinde de İngilizce altyazının unutulmuş olması da pasta üstünde çilek etkisi yapıyor.
Sonuç olarak Lanetli Tapınak; başkaları adına utandığımız, Antik Mısır tanrıçasının kült haline geldiği yerlerde izlenirse linç yiyeceğimiz vasatın altı bir yapım.