“Kötülük Nereden Gelir?”
Danish Film Awards, European Film Awards, Fantastic Fest, Göteborg Film Festivali, Sitges Uluslararası Film Festivali, Strasbourg European Fantastic Film Festivali gibi festivallerden ödüllerle dönen, İstanbul Film Festivali’nde ise Altın Lale Adayları arasında yer alan The Innocents, orijinal adıyla De usklydige, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Masumlar filminin yönetmen koltuğunda Blind (2014) filminin hem senaryo yazarlığını hem de yönetmenliğini; Reprise (2006), Louder Than Bombs (2015), Thelma (2017) gibi filmlerin ise senaryo yazarlığını yapmış olan Eskil Vogt oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Vogt’un kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Sturla Brandth Grovlen üstlenmiş. Müzikleri Pessi Levanto imzası taşıyan filmin oyuncu kadrosunda ise Rakel Lenora Flottum, Alva Brynsmo Ramstad, Sam Ashraf, Mina Yasmin Bremseth Asheim, Ellen Dorrit Petersen, Morten Svartveit, Kadra Yusuf, Lisa Tonne gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu doğaüstü güçlere sahip dört çocuğun hikâyesi oluşturuyor. 9 ve 11 yaşında olan iki kız kardeş olan Ida ve Anna, aileleriyle birlikte bir kasabanın eteklerinde bulunan büyük bir siteye taşınırlar. Kız kardeşler, yeni yaşamlarını keşfetmeye başlarken sitede yaşayan iki çocukla tanışırlar. Birlikte vakit geçirerek eğlenmeye başlayan çocuklar, onlara hayal güçlerinden doğmuş gibi görünen garip doğaüstü güçler geliştirirler. Fakat zaman ilerledikçe onların oyun olarak gördüğü bu şey daha da korkunç ve tehlikeli bir hale dönüşecektir.
Çocuk oyuncuların merkezde ve ön planda olduğu filmde, özellikle çocukların performansları göz dolduruyor. Filmin çekimleri, kullanılan özel efektler gerçekçi ve inandırıcı. The Innocents, adeta yönetmen Vogt’un, kült yapım Village of The Damned (1960)’a ve onun yeniden çevrimlerine bir saygı duruşu niteliğinde. 9 yaşındaki Ida’nın ailesinin ilgi odağı olan otistik ablası Anna’yı kıskanması, Anna’nın acı hissetse de bunu ifade etmemesi, herhangi bir ahlak pusulası bulunmadığında keşfetmek ve anlamak için bir şeyleri denemeleri ve bu bağlamda da Ida’nın acı, empati gibi kavramlarla karşılaşmamasından başlayan ahlak felsefesi, Kuzey Sineması’nın soğuk ve yavaş akan atmosferiyle birleşerek, izleyiciyi bu konularda düşünmeye sevk ediyor. Psikolojide yer alan, bireylerin yerleşik zihinsel içerik olmadan doğduğu; tüm bilgiler deneyim veya algıdan geldiğini savunan Tabula Rasa yani boş levha yaklaşımının son derece lezzetli bir metaforu ile zirveye çıkıyor. Amerikan Sineması’nın “masumiyet öldü” sloganıyla 1970’lerde başlayan savının antitezini sunuyor ve iyi ile kötünün seçimler ile gerçekleşeceğini, hiç kimsenin doğuştan iyi ya da kötü olmayacağının da altını çiziyor.
Bu yıl yeniden çevrimi gösterime giren Firestarter (2022)’a nazaran daha gerçekçi bir anlatıma sahip olsa da; Macaulay Culkin ve Elijah Wood’un yine ahlak felsefesini sorgulatan The Good Son (1993)’a göre ise telepati ve doğaüstü güçler nedeniyle daha fantastik bir atmosfer yakalayan ancak bu iki benzer filme nazaran yavaş yanan bir yapım.
Sonuç olarak The Innocents; Kuzey Sineması’nın yavaş ilerleyen yapısına sahip olsa da çocuk oyuncuların parmak ısırtan performansları ve izleyiciyi düşünmeye sevk eden metaforlarıyla izlenmeyi hak eden, bol ödüllü, çok başarılı bir korku filmi…