“Bu Köşkte Ne Var?”
Lotus Film yapımcılığında İstanbul’da çekilen Köşk-ü Ammar filminin yönetmen koltuğunda Osman Moustafa oturuyor. Görüntü yönetmenliğini Cem Balaban’ın üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda ise Zafer Altun, Seçkin Zenginler, Kutsal Kaynak, Burçak Kabadayı, Ebru Emre, Hasan Pehlivanoğlu, Esra Erdemir, Sezen Uçar gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu bir reklam ajansının ofis olarak kiraladığı köşkte yaşanan olaylar oluşturuyor. Maddi durumu iyi olmayan bir reklam şirketi ucuz olduğu için bahçesinde eski mezarlar olan bir köşke taşınır. Bahçesindeki mezar taşları ve yaralı yüzlü bekçi çalışanları huzursuz etse de patron memnundur. İlk akşam kutlama yapılacaktır ancak gecenin basması ile işler korkulu ve karanlık bir hal alacaktır.
Çekim kalitesi ve renk düzenlemesi benzerlerine nazaran başarılı olan filmin oyuncularının performansları ise gerçekçi olamasa da yapaylıktan da uzak. Filmin en büyük handikabı maalesef kötü makyaj. Yakın plan çekimlerde başarısızlığı daha da göze çarpan makyaj nedeniyle izleyiciler filmden aralıklarla kopmak zorunda kalıyor. Buna rağmen filmin sanat yönetimi oldukça başarılı. Yaralı yüzlü bekçi karakteri -ki onun da yakın planlarda makyajı başarısız- benzer filmlerde gördüğümüz karakterlerden uzak, buram buram Şamanizm kokan bir atmosfer yaratıyor. Her ne kadar finalde bir twist yaratılmaya çalışılmış olsa da sinefilleri şaşırtacak bir twist olmaktan hayli uzak.
Benzer amatör yapımlardan ayrılmaya çalışmak adına metaforik sıkışmanın görselleştirilmesi gibi ortaya koyduğu farklı yönleri ve seyircilerin gözlerini yormayan çekim kalitesiyle artı puanlar alsa da, bu artıları filmin sadece başarısız yapımlar arasında biraz yukarı çıkıp ayrılabilmesini sağlıyor. Amerikan Sineması’nın 70’lerde kullanılan evlilik dışı ilişki, içki içmek gibi kötü alışkanlıklar nedeniyle ölmeyi hak etme teması; bu filmde fazla didaktik bir biçimde karşımıza çıkıyor. Bununla birlikte köşkün lanetine dair parça parça bir şeyler anlatılmasına rağmen, hikâyenin neden-sonuç kısmına izleyicinin ulaşabilmesi tam anlamıyla sağlanamıyor. Makyajı kötü olan ve kızını öldürdüğünü öğrendiğimiz karakterin bunu neden yaptığı ya da bekçiyle arasındaki ilişkinin tam olarak nasıl oluştuğuna dair bilgiler üstün körü geçiştirildiğinden, izleyicilerin kafasında soru işaretleriyle salondan ayrılması mümkün.
Sonuç olarak Köşk-ü Ammar; başarılı bir sanat yönetimi ve ortalama oyunculuklarına rağmen vasat bir yapım.