“Felak ile Fecr Arasında Bir Yoldayım…”
Vessa Yapım yapımcılığında çekilen, vizyon tarihi ilk olarak 26.06.2020 olarak açıklanan ancak beş kez tarih alıp ertelenen Fecr filminin yönetmen koltuğunda Musabbar (2019) filminin yönetmenliğini yapmış olan Rotin Engin Tutuş oturuyor. Senaryosunu Erdal Tutuş’un kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Cem Zülbahar ve Sait Ali Erişek üstlenmiş. Müzikleri İnan Tat tarafından yapılan filmin oyuncu kadrosunda ise Sahra Erbaykent, Yağmur Bağlan, Hüseyin Yaşar, Müslüm Tutuş, Cennet Şevran, Emircan Tutuş gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu tesadüfen rastladıkları bir kamp yerinde garip olaylar yaşayan bir ailenin hikâyesi oluşturuyor. Seyyah bir ailenin tesadüfen rastladıkları kamp yeri Fırat Nehri’nin kenarında ıssız, gözden ırak bir köydür. Esrarengiz köyde daha önce hiç karşılaşmadıkları türden insanlarla karşı karşıya kalırlar. Aile üyeleri hiç tahmin etmeyecekleri olaylarla mücadele etmeye çalışırlarken çözmeye çalıştıkları gizemin içerisinde kaybolacaklardır.
Yönetmen Tutuş’un ilk filmi Musabbar (2019) sonrasında sanat yönetimi konusunda hayli yol kat ettiği görülürken, oyuncuların performanslarının yapaylığına bu filmde de çözüm bulamadığı göze çarpıyor. Filmde başarılı sayılabilecek yegâne oyuncu Sahra Erbaykent olurken, filmin ses kurgusundaki film boyunca süregelen sorunlar, görüntü-ses senkronizasyonunun sağlanamamış olması gibi etmenler de eklenince filmin seyirciyi kendi dünyasına çekme çabaları sonuçsuz kalıyor. Yönetmen Tutuş’un kardeşi Erdal Tutuş’un sanat yönetiminde çok iyi iş çıkarmasına ve harika bir atmosfer yaratmasına; Sahra Erbaykent’in tek başına inandırıcı olmaya çabalamasına rağmen diğer aksaklıkların fazlalığı, diğer oyuncuların performanslarının yapaylığı; yapılan dublajların senkron sorunu ve çekim yapılan kameraların çözünürlüklerinin farklı olup yer yer pikselleşen kamera görüntülerinin beyaz perdeye yansıması, onca emeği heba ediyor.
Dikkatli izleyiciler için halk inançlarının cinlerin terk edilmiş yerlerde bulunmaları ve ters ayaklı olmaları, dolunay, 13 sayısı, yanan ateşe su dökülmesi, kara keçi, duvara destursuz işenmesi gibi birçok yansımasını görmek mümkün. Bunca yaratıcı detayın ses kurgusuna ve oyuncuların yapay performanslarına kurban edilmiş olması üzücü. Atlanmaması gereken bir detay da filmin girişinde Felak Suresi’nin yer alması. Birçok izleyici filmin adı olan Fecr kelimesinin anlamını merak ederken, buna değinilmemiş olması da birçok izleyicinin filmin sonu konusunda bitmemiş hissi yaşamasına neden oluyor. Filmin girişinde Felak Suresi yerine Fecr kelimesinin anlamı yer alsaydı, belki izleyiciler için çok daha anlamlı olabilirdi. Bilmeyen ve merak eden izleyiciler için ben açıklayayım; Fecr “sabah aydınlığı, tan yerinin ağarması vakti” anlamına gelmektedir ve Kur’an’ın 89. suresidir. Fecr suresini ya da anlamını vermek yerine Felak Suresi’ni vermenin de oldukça hatalı bir seçim olduğunu belirtmekte yarar var.
Sonuç olarak Fecr; yönetmenin ikinci filminde bazı yönlerden sınıfı geçtiği, bazılarından kaldığı ancak izleyiciyi atmosferine dahil edemeyen bir yapım.