“Reklamlar Bitti, Şimdi Gerçekler…”
Hann Yapım yapımcılığında çekilen İlk Seans: NMSM’nin yönetmen koltuğunda Gen (2006), Üç Harfliler: Marid (2010), İki (2017) ve Kabir Azabı (2018) filmlerinin senaristliğini; Şeytan-ı Racim: İfrit (2015), Üç Harfliler 2: Hablis (2015), Cin Kuyusu (2015) filmlerinin senaristliğinin yanı sıra yönetmenliğini de yapmış olan Murat Toktamışoğlu oturuyor. Müziklerini Fırat Deniz Haznedaroğlu’nun üstlendiği filmin senaryosunu da yönetmen Toktamışoğlu kaleme almış. Görüntü yönetmenliğini Ulaş Zeybek’in yaptığı filmin oyuncu kadrosunda ise Pişt (2015), Efsunlu: Kabirden Gelen (2019), Efsunlu: Ayin (2020) filmlerinden hatırlayacağımız Eylül Ezgi Yılmaz bulunuyor.
20 Ekim 2021 tarihinde İlk Seans: NSMM olarak duyurulan adı 21 Ocak 2022 tarihinde İlk Seans: NMSM olarak güncellenen serinin devam filmleri de benzer kaderden kurtulamadı. Zira 20 Ekim 2021 tarihinde İkinci Seans: APEE olarak duyurulan devam filminin adı 25 Ocak 2022 tarihinde İkinci Seans: AEEP; 20 Ekim 2021 tarihinde Son Seans: MHTT olarak duyurulan serinin üçüncü filminin adı da 25 Ocak 2022 tarihinde Son Seans: MTTH şeklinde güncellenmiştir.
Arka arkaya gösterime girecek bir korku üçlemesinin ilk filmi olan ve süresi 60 dakika olan İlk Seans: NMSM filmi, hayatı boyunca üstesinden gelmeye çalıştığı fobileriyle mahsur kaldığı metro istasyonunda bir kez daha yüzleşmek durumunda kalan Aslı’nın hikâyesini konu ediniyor. Aslı fobileri nedeniyle psikolojik tedavi görmektedir. Çocukluğundan beri üvey babası kaynaklı oluşan fobilerle başa çıkmak için mücadele vermektedir. Karanlık korkusu (niktofobi), kirlenme korkusu (mizofobi), gölge korkusu (skiofobi) ve fare korkusu (musofobi) baskındır. Bir gece davetten eve dönüşte taksi bulamayınca mecburen metroya binmek zorunda kalır. Yanında iki çanta taşımaktadır. Çantalarında temizlik malzemeleri, mendiller, dezenfektanlar, yedek pil, el feneri, çakmak gibi korkularına yönelik eşyalar bulunduran Aslı metroya bineceği treni kaçırır mecburen günün son trenine binmek zorunda kalır. Trende kendine sakin bir yer seçer ve kulaklığını takarak müzik dinlemeye başlar. Müzik dinlerken uyuyakalması ve son durakta görevlinin de dikkatinden kaçması sonucunda vagonda mahsur kalır. Uyandığında kendini vagonda karanlıkta yalnız bulur. Çantasının biri de çalınmış ve telefonunun şarjı bitmiştir.
Şimdi Biraz Reklam…
Youtube üzerinden yayın yapan sokak röportajı kanallarından Sarı Mikrofon’da “NMSM nedir?” sorusunun sorulması üzerinden yapılmış olan bir viral reklam kampanyası uygulanmıştır. Filme biletini Cinemaximum’dan alanlara ilk filmde 4 CGV puan, sonraki filmlerde de 4’er CGV puan kazanılacağına dair bir kampanya duyurusu yapılmış; Cinemaximum ve Hangore Instagram hesapları üzerinden hem ön gösterime davetiye, hem de filme özel t-shirt kazanmak için iki farklı çekiliş gerçekleştirilmiştir. Film ayrıca Dominik’te gerçekleştirilmekte olan Survivor 2022: All Star programında ödül olarak yarışmacılara izlettirilmiştir. Cinemaximum ve Cinewam sinemalarının hesaplarından “sadece 14 gün vizyonda kalacak” vurgusuyla filme dair sürekli reklamlar yayınlanmıştır. Buna rağmen İstanbul’da aniden başlayan Aybar Fırtınası nedeniyle alışveriş merkezlerinin saat uygulamalarının değiştirilmesi gibi sorunlar, ilk günden filmin başını ağrıtmaya başlamış, Cinemaximum uygulamasından bilet alınmaya çalışıldığında bir önceki gün görünen beş seansın hepsinin iptal olması ve 23:50 seansı dışında seans bulunmaması gibi problemler izleyicilerin karşısına çıkmıştır. Halihazırda 13 Mart Pazar günü evimin yakınındaki tek Cinemaximum olan Akbatı’da da filmin hiçbir seansı bulunmamaktadır…
Şimdi Sıra Gerçeklerde…
Filmin gösterime giren amatör yapımlara nazaran görüntü kalitesi başarılı ve karanlık çekimleri görülebilir durumda olmasına rağmen, aslında bir hikâyesinin ve senaryosunun bulunmaması izleyiciler açısından en büyük sorun. Ülkemizde genellikle İslami korku öğelerinin rağbet görmesi nedeniyle bu tarzda filmlere adeta bir rest olarak çekilmiş olan film ise canavarları kullanıyor olsa da aslında korkudan ziyade psikolojik bir gerilim filmi. Filmin tek oyunculu olması, oyuncuyu zora sokuyor ve maalesef karşısında başka bir oyuncu bulunmayan Eylül Ezgi Yılmaz, sınıfı geçecek bir performans sahneleyemiyor. Kısa metraj olarak festivallere gönderilebilecek film, 60 dakikaya uzatılınca hem bitmek bilmiyor hem de oyuncunun düşen performansını gölgeleyemiyor. Filmin tek karakterinin kirlenme korkusunu bastırmak için kendini törpüyle deşmesi gibi “gore” türünü sevenlerin beğenebileceği sahneler olsa da, karakterin halüsinasyonları korkunç olmaktan bir hayli uzak. Özellikle gölge korkusu sırasında karşımıza çıkan ışık saçan uzaylılar gerçekten izleyicide sinir bozukluğuyla karışık bir gülme hissi yaratıyor.
Yerli korku sinemamızın fobilere değinen, şehir merkezinde, metronun karanlıklarında gezinmeye ihtiyacı olsa da bu yaratıcı fikir maalesef bu filmle birlikte ziyan oluyor.
Sonuç olarak İlk Seans: NMSM; korku ve gerilim türündeki yerli filmlerimiz için örnek teşkil edecek reklamları ile iddialı bir giriş yapsa da, salondaki izleyiciyle baş başa kaldığında izleyiciyi tatmin edemeyecek, sınıfta kalan bir yapım olmaktan kendini kurtaramıyor.