“Kül Döktüm Yollarına…”
Himer Reklam yapımcılığında çekilen Evlad-ı Cin filminin yönetmen koltuğunda ilk uzun metrajıyla Suat Ergin oturuyor. Senaryosunu Furkan Aslan’ın kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Muhammed Kantekin üstlenmiş. Filmin oyuncu kadrosunda ise Serhat Şentürk, Berna Gülen, Yavuz Gürbüz, Musa Has, Behiye Özurul, Pelin Kılıç, Ebru Biber gibi isimler yer alıyor.
Filmin konusunu bir cin tarafından küçük yaşta evlat edinilen bir çocuğun travmatik hikâyesi oluşturuyor. Gece bekçisi olarak çalışan Ahmet her gece kabuslar gören ve doğaüstü durumlar yaşamaktadır. Hayatını izole bir biçimde geçirmekte olan Ahmet’in hayatına Ayşe girdiği zaman sorunlar da katlanarak artacaktır.
Çekim kalitesi hayli kötü olan filmin başta Serhat Şentürk ve Musa Has olmak üzere oyuncuların performansları da vasatın oldukça altında. Ayşe karakterini canlandıran Berna Gülen tek başına iyi bir performans göstermek adına çaba gösterse de diyalogların başarısızlığı ve yapaylığına Ahmet karakterini canlandıran Serkan Şentürk’ün tiyatral oyunculuğu eklenince başarısızlıktan kurtulmak mümkün olamıyor. Felsefi görünmek adına yazılan “Martıları sever misin?”, “Severim”, “Ben hiç sevmem. Kendilerini özgür sanıyorlar ama değiller. Onlara simit atan insanlar olmasa, yüzeye çıkan balıklar olmasa yaşayamazlardı.” diyaloğu ya da “Kahvem acı olmuş olsun yarın acı olmasın” gibi replikler izleyicilere bu özlü söz denemeleri yerine keşke gerçekçilik ve inandırıcılık düşünülerek sinema ve sanat adına biraz çalışılsaydı dedirtiyor.
Y. Köyü Ye’cüc Me’cüc (2020), Babil-i Cin (2022), Kahran (2022) ve çekimleri duyurulan ancak gösterim tarihi ertelen Rum Yetimhanesi (2022) filmlerinin de yapımcıları arasında yer alan Vural Eyikan’ın bu filmi de diğerlerinden farklı bir yol çizmiyor. Filmin ses kurgusunda bulunan teknik sorunlara bazı sahnelerde sesin bulunmaması gibi durumlar da eklenince maalesef yapım, video olmaktan öteye gidemiyor. Makyajların ve kostümlerin film değil de piyese uygun kıvamda olması gibi problemlere zaten benzer yapımlarda sürekli karşımıza çıkan kısa metraj hikâyesinin uzun metraja çekiştirilmesi sorunu da eklenince yılın ilk yerli korku yapımı bitmek bilmeyen dakikalara dönüşüyor.
Sonuç olarak Evlad-ı Cin; bu yılın ilk filmi olmakla birlikte, gösterime girmemesi gereken yerli yapımların bu yılki ilk örneği olarak adını en başa yazdırmayı başarıyor.