“Perdeden Kan Damlıyor…”
Skypic Films ve TCF Film ortak yapımcılığında çekilen Cin Perdesi filminin yönetmen koltuğunda Humraz Cin Tarikatı (2020) ve Cinni Nazar (2021) filmlerinin de yönetmenliğini yapmış olan Tayfun Can Demirtaş oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Demirtaş’ın kaleme aldığı filmin müziklerini Özgür Sayar üstlenirken; filmin oyuncu kadrosunda ise Rabia Cemre Kaya, Mert Kara, Fuat Başarılı, Arif Toker, Ayhan Dağ, Bahadır Demirtaş bulunuyor.
Filmin konusunu Arzu ve Bora’nın korkunç cinayetlerle alakalı cin vakalarını araştırmaları oluşturuyor. Bora, eşi Arzu’yla birlikte eski bir akıl hastanesini araştırmaya başlar. Yaptıkları detaylı araştırmalardan sonra hastanenin her bölgesine gizli kamera takmak istediklerinde gerilim dolu anlar yaşanmaya ve böylece korkunç cinayetler ve cin vakaları gün yüzüne çıkmaya başlar. Arzu çok gizli şifreler bulur. Orada yaşanan tüm gizemli olaylar polis laptopundan izlenmektedir. Polisler, Arzu ve Bora’nın yaşadığı her şeyi de takip etmektedirler.
Buluntu film tarzındaki ilk filmi Humraz Cin Tarikatı (2020) ile uzun metraja başarılı başlayan yönetmen Demirtaş, ikinci filmi Cinni Nazar (2021)’da buluntu film tarzından çıkarak gerilemiş; Türkiye çapında 14 sinemada gösterime giren son filmi Cin Perdesi’nde ise yine buluntu filme dönmüş ancak buluntu filmde olması gereken her maddeyi itinayla es geçmiş. Buluntu filmlerin en önemli özelliği olan gerçekçilik unsuru gereği normal şartlarda bu tarz yapımlarda müzik ve fon sesi kullanılmazken; filmin ilk sahnesinden itibaren fona verilen gerilim müziği, son sahneye kadar izleyicinin bir an olsun peşini bırakmıyor. Özellikle Arzu ve Bora’nın yalnız olduğu evdeki sahnelerde, arabadaki sahnelerde ve finale doğru hastanedeki sahnelerde fon müziği o denli yükseliyor ki diyalogları bastırıyor ve konuşmalar duyulmuyor. Bazı sahnelerde fon müziği yetmezmiş gibi bir de ekstra gerilim müzikleri eklenmiş. Hastaneye doğru gidilen orman (!) sahnelerinde ise bu gürültülere bir de mikrofonda oluşan cızırtılar ekleniyor.
Oyuncular gerçekçilik açısından iyi sayılabilecek performanslar gösterseler de -ki buna maalesef Paranormal Activity (2007) göndermeli uyurgezerlik sahneleri dahil olamıyor- ses kurgusunun başarısızlığı filmin izleyiciler açısından gerçekçilik ve inandırıcılığının önünde bir duvar gibi dikiliyor. Bütün bunlara ek olarak ormanın içerisindeki terk edilmiş, ıssız bir hastanenin bekçisi dahi el feneriyle etrafı görmeye çalışırken, Arzu ve Bora’nın inadına bekçiye doğru kameranın ışığını tutmaları ve bu ışığı kısmamaları ya da kamerayı ışığı açık bir halde kurmalarına rağmen bekçinin bu ışığı ve haliyle de kamerayı fark etmemesi gibi mantık hataları da izleyiciyi hayli zorluyor.
Sonuç olarak Cin Perdesi; ses kurgusundan mantık hatalarına değin birçok teknik sorunu bulunan başarısız amatör yapımlardan bir yenisi.