“Eli Bıçaklı İfrite…”
Baran Film Yapım yapımcılığında çekilen Lübbey’in Laneti filminin yönetmen koltuğunda ilk uzun metrajıyla Metin Yücel oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Yücel’in kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Mehmet Demirhan üstlenirken, müzikleri ise Zafer Günen hazırlamış. Filmin oyuncu kadrosunda Firengiz Orucova, Metin Yücel, Tevfik İnceoğlu, Melda Yazgı, Seda Canpolat, Erdal Yavan, Paniz Samani, Ayşe Sena Merdün, Seçil Yıldırım gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu hayalet köy olarak anılan Lübbey Köyü’nün lanetini bitirmeye çalışan Dilek’in hikâyesi oluşturuyor. Her şey Manisa Salihli ile Ödemiş sınırında bulunan ve hayalet köy diye anılan Lübbey Köyü mezarlığında başlar. Metin ölen babasının eşyaları arasında bulduğu çok eski bir haritayı cinci hoca lakaplı bir kadına götürür. 300 yıl önce yapılan haritada hazine sandığının gömülü olduğu bir mezar işaretlidir. Hazine bulma ümidiyle kazılan mezardan çıkan küçük kutu açıldığında 300 yıl önce içinde hapsedilmiş cinler ortaya çıkar ve lanet başlar. Cinci Hocanın verdiği muska sayesinde ifritenin lanetinden kurtulan Metin, 5 yaşındaki kızı Dilek’i de alır ve kaçar. 22 yıl sonra Metin, muskayı kızına vererek intihar eder. Metin’in kızı Dilek, arkadaşları ile babasının vasiyetini yerine getirmek ve laneti sona erdirmek için 22 yıldır hiç kimsenin gitmediği ve gidenlerin ortadan kaybolduğu Lübbey Köyü’ne gider.
Daha önce Büyü 2 (2017), Lanet: Ervah Cinleri (2017) gibi yerli korku filmlerinin çekilmiş olduğu, haberlere de sıklıkla konu olan terk edilmiş Lübbey Köyü’nde çekilen filmin mekân seçimi başarılı olsa da, oyuncuların performansları ve makyajlar oldukça yapay olarak karşımıza çıkıyor. Filmin hikâyesi oldukça tanıdık olmakla birlikte, senaryo ve diyaloglardaki aksaklıklar nedeniyle kendiyle çelişen repliklerden, anlamsız diyaloglara değin karşımıza her tür teknik problem çıkıyor. Özellikle insanları çarpabilen ve birkaç sahnede de çarptığı görülen kadın cin yani ifritenin seri katilmişçesine elinde bıçakla gezerek insanları bıçaklaması ise filmde karşımıza çıkan absürtlüklerden yalnızca biri. Firengiz Orucova, film boyunca ifriteyi canlandırdığı sahnelerde (filmin büyük bölümünde) sadece “Hırrr”layarak izleyicilerin baş ağrısıyla salonu terk etmelerine neden olurken; yönetmen Metin Yücel cameo olarak Metin karakterine hayat vermeyi uygun buluyor.
Daha önce birçok yerli korku filminde karşımıza çıkan “ürün yerleştirme” bu filmde fazlasıyla karşımıza çıkıyor ve filmin cateringini üstlenmiş olan Şükran Yemek Fabrikası filmde önce logosuyla sonra ise restaurantta verilen, oyuncuların da üzerine vurgulayarak belirttiği üzere “taze ve harika” olan hazır kahvaltı sunumuyla izleyicilere yansıtılıyor.
Pek çok amatör yapımda gözlenen figüran eksikliği, Lübbey’in Laneti filminde söz konusu değil. Ancak bolluğa rağmen, oyuncuların anlamsız bir hikâyenin unsuru olarak bağlamı kopuk bir kesişmenin parçası yapılmaları ve dolayısıyla tam olarak ‘figürasyon israfı’nın söz konusu olması filmin olumsuz hanesine düşülen notlardan birisi.
Bu handikaplarına rağmen figürasyon konusunda rakiplerinden ciddi ölçüde önde olan filmin benzer şekilde başarılı paranormal olaylar, boyut değişimi ve kaçırılma mizanseni içeren sahneleriyle de amatör yapımlar arasında öne çıktığı söylenebilir.
Bütün bunların haricinde, filmde yer yer karşımıza çıkan mizahi diyaloglar ve mizansenler biraz daha artırılarak, hikâyenin gidişatı korku-komedi yaklaşımıyla revize edilmiş olsaydı; başarılı bir korku-komedi örneği görebileceğimizi de belirtmek gerekir.
Sonuç olarak Lübbey’in Laneti; tekil bazda bakıldığında sahip olduğu birkaç artısına rağmen genele bakıldığında sınıfta kalmaktan kurtulamayan, devam filminin geleceğini de finalinde belirterek sonlanan yerli korku filmlerinden biri. 2022 yılının ilk filmi olması ise, bizi bu yıl bekleyen diğer filmler için korkutucu bir uyarı mahiyetinde…