“Nazar Etme N’olur…”
Skypic Films yapımcılığında, çekimleri İzmir’e bağlı Hacı Ömerli Köyü ve Çiğli İlçesi’nde gerçekleştirilen Cinni Nazar filminin yönetmen koltuğunda Humraz Cin Tarikatı (2020) filminin de yönetmenliğini yapmış olan Tayfun Can Demirtaş oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Demirtaş’ın kaleme aldığı filmin oyuncu kadrosunda ise Savaş Özkul, Gülay Özyıldız, Hakan Fidan, Ali Beyat, Erkan Erol, Seçil Altıntaş, Fatma Yıldırım, Fuat Başarılı, Yeliz Fidan, Hatice Zelal Ateş, Teslime Sülek gibi isimler yer alıyor.
Filmin konusunu anne ve babasının ölümünün arkasındaki sır perdesini aralamaya çalışan Sinan’ın hikâyesi oluşturuyor. Sinan bir sabah eve geldiğinde anne ve babasını vahşice bir şekilde ölmüş bulur. Polislere göre babası cinnet geçirmiş; annesini boğarak öldürmüş sonra da kendini öldürmüştür. Gerçekte ne olduğunu bir türlü aklı almayan Sinan bunun normal bir ölüm olmadığını düşünürken cenazeye yirmi beş yıldır görmediği dayısı gelince aklına şüphe düşer. Ne olduğunu öğrenmek için anne ve babasının doğduğu Nazarkuyu Köyü’ne gider.
Çekimleri başarılı olan filmin ses kurgusu, cast seçimi, diyaloglar gibi konularda teknik sorunları bulunurken; sanat yönetimi ve makyaj konusunda diğer amatör yapımlardan kendini sıyırmayı başarıyor. Sinan’ın evden çıkmadan önce evin içerisinde hazırlandığının gösterildiği iki sahnede (toplam iki dakikaya yakın bir süreye tekabül ediyor) ses bulunmaması gibi ses kurgusu problemleri; cenaze töreni sonrası annesi olduğunu öğrendiğimiz oyuncunun annesinden çok ablası gibi durması gibi cast seçimi hataları; anlamsız ve özellikle Sinan ve arkadaşı Aysu arasında geçen birbirinin tekrarı olan diyaloglar filmin öne çıkan olumsuz yanlarını oluşturuyor.
Filmin olumlu kısmı ise 25 yıl öncesini yani 1995 yılını içeren büyü sahnelerinde sanat yönetimi, makyaj ve mekân kullanımlarının başarılı olması. Daha önce Ecinni (2018), Ecinni 2: Tılsımlı Mezar (2019) filmlerinin bitiş jeneriğinde Muratlı Köyü olarak geçen ancak o bölgede ve ilde böyle bir köyün bulunmadığını fark etmem sonrasında gerçekleştirdiğim iki günlük Google haritalar taraması sonucu (görünen baraj gölü çevresini hesaplayarak çevre köyleri kuş bakışı tarayarak tarihi sit alanı bulunan eski bir yerleşim alanı bulmaya çalışmam sonrası) Hacı Ömerli Köyü olduğunu öğrendiğim ve Türk Korku Sineması Kronolojisi 3. Cilt (2018-2019)’daki antik yerler tablosunda da bahsettiğim, birkaç kişinin yaşamakta olduğu Hacı Ömerli Köyü’nün bu filmde de mekân olarak seçilmesi yapımın en büyük artısı. Ancak maalesef günümüze gelindiğinde aslında kısa metraj rahatlıkla çekilebilecek bu hikâyenin uzatılan sahneler ve anlamsız diyaloglarla 91 dakikaya çıkarılması, özellikle de başrollerdeki oyuncuların performanslarının yapaylığı, izleyicinin filme bağlanmasını engelleyen unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.
Bunların yanı sıra 8 Ekim’de, yani bu filmin vizyona girmesinden 21 gün önce aynı yapım şirketinin başka bir firmayla ortak yapımcılığında çekilmiş olan Cinni Kabus (2021) filmi vizyona girmişti. Kronolojik olarak ilk yayınlanan film Cinni Kabus olmasına rağmen sinema salonlarına ve Box Office benzeri sitelere dağıtılan Cinni Nazar filminin fragmanında “Serinin İlk Filmi” ibaresinin kullanılması biraz kafaları karıştırıyor…
Sonuç olarak Cinni Nazar; sanat yönetimi, makyaj ve mekân kullanımında başarı elde etse de; ses kurgusu, başarısız oyunculuk ve kötü diyaloglar nedeniyle orta halli bir yapım olarak arada kalıyor.