“Tuzu Unutulmuş Yeniden Yapım…”
Almanya yapımı The Dive, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Ölümcül Dalış filminin yönetmen koltuğunda Schwekraft (2009) ile Stereo (2014) filmlerinin de yönetmenliğini yapmış olan Maximilian Erlenwein oturuyor. Senaryosunu filmin yapımcıları arasında bulunan Joachim Heden’in senaryosundan yönetmen Erlenwein’in tekrar uyarladığı filmin görüntü yönetmenliğini Frank Griebe üstlenmiş. Müzikleri Volker Bertelmann ile Raffael Seyfried tarafından hazırlanan filmin oyuncu kadrosunda ise Louisa Krause ile Sohie Lowe bulunuyor.
Filmin konusunu dalış yapan iki kız kardeşin yaşadıkları olaylar oluşturuyor. Dünyanın en ücra noktalarından birinde derin deniz dalışı yapan Drew ve May kardeşler, bir heyelan nedeniyle kayaların denize yuvarlanmasıyla kendilerini bir hayatta kalma mücadelesinin içinde bulurlar. May yüzeyin 28 metre altında, heyelan sırasında düşen bir kayanın altında kalır. Tehlikeli derecede düşük oksijen seviyeleriyle, kız kardeşinin hayatı için savaşmak Drew’a kalır. Drew ablası May’i kurtarmak için kendi hayatını tehlikeye atmalıdır ve zaman da hızla tükenmektedir.
Joachim Heden tarafından 2020 yılında Breaking Surface adıyla çekilmiş olan filmin uyarlaması olan The Dive, çekim kalitesi başarılı olsa da ilk filmi izleyenler için yetersiz kalıyor. Kimsenin bulunmadığı bir noktaya arabayla giden kız kardeşlerin kendi aralarındaki çatışmaya ek olarak içsel çatışmalarının da yoğun yaşandığı filmde, izleyicilerin de adeta oksijensiz kalmış gibi hissetmeleri sağlanıyor. Her ne kadar 2020 yapımı olan ilk filmin yönetmeni, bu remake’in yapımcıları arasında bulunsa da bekçi kulübesinin kiliseye dönüştürülmesi gibi çok daha didaktik değişiklikler yapılmış. İlk filmde görsel olarak balinalardan iki kardeşe ait köpeğe değin birçok detay bulunurken, yeniden yapım daha az bütçe ve daha az görsellikle durumu kotarmaya yönelmeyi tercih etmiş.
Herkesin başına gelebilecek bir vakanın etrafta bulunan ama normalde bu tür durumlar için kullanılması düşünülemeyecek nesnelerin kullanılmasıyla ele alındığı başarılı bir yapım olsa da ilkinin yerini tutmayı başaramıyor. Gerilim ve korku filmlerinde özellikle denizaltında geçen hikâyelerde görmeye alışkın olduğumuz köpekbalığı gibi dış etmenlerin bulunmadığı filmdeki gerilim bitmekte olan oksijen ve zamanın tükenmesi üzerinden verilmeye çalışılsa da iki karakter arasındaki diyaloglar özdeşleşmeye olanak sağlamayacak kadar kötü yazılmış. Diyalogların kötü ve yetersiz olması da oyuncuların alanını kısıtlayarak performanslarının düşük olmasına neden olmuş. Bunlara ek olarak iki karakterin arasındaki ilişkinin geçmişinin de yeterli ölçüde yansıtılamaması yalnızca halüsinasyon sahneleri ile çocukluğa dair bazı sahnelerin flashback olarak verilmesi, filmin üzerine kurulmaya çalışılan çatışmaların izleyiciye yansımasının önüne bir duvar örerek, filmin başarıya ulaşmasının önüne de bir set çekmiş. Bu bağlamda bir hayatta kalma filmi olarak Breaking Surface’ın gösterimde olan yeniden çevrimi The Dive‘dan çok daha başarılı olduğu rahatlıkla söylenebilir.
Sonuç olarak The Dive; eskisinin üzerine bir şey katmaktan uzak, daha düşük bütçeyle ve daha az görsellik kullanılarak çekilmiş, tuzsuz bir yeniden yapım.