“80’lerin Korku Atmosferine Bir Yolculuk”
11 Ekim 2019 olarak açıklanan ilk gösterim tarihinden sonra Covid-19 pandemisi nedeniyle sinemaların kapatılması sürecinde birçok kez tekrar tarih alan ve ertelenen 2018 yapımı Dark Sister, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Lanetli Kardeş’in yönetmen koltuğunda No Through Road (2008), Esoterica (2010), Sororal (2014) filmlerinin ve 2008-2009 yılları arasında 26 bölüm olarak yayınlanan Trapped dizisinin 5 bölümünün de yönetmenliğini de yapmış olan Sam Barrett oturuyor. Senaryoyu yönetmen Barrett ile birlikte hikâyenin yazarı Robbie Studsor kaleme almış. Müzikleri Christopher de Groot imzası taşıyan filmin görüntü yönetmenliğini ise Ivan Davidov üstlenmiş. Filmin oyuncu kadrosunda Nicola Bartlett, Austin Castiglione, Liam Graham, Amanda Woodhams gibi isimler bulunuyor.
Tessa Darcy’nin orijinal sanat çalışmalarının yer aldığı filmin konusunu sürekli tekrar eden cinayet vizyonları görmeye başlayan Cassandra Lee’nin, bu vizyonların gerçeğe dönüşmesiyle başından geçenler oluşturuyor. Ressam olan Cassandra, kâbuslarında gördüğü cinayetleri ve şiddet eylemlerini tuvale aktararak kâbuslarının üstesinden gelmeye çalışmaktadır. Ancak arkadaşları ölmeye başladığında gördüğü kâbusların gerçek hayatta yaşanmakta olduğunu fark eder. Vizyonlarının aslında katille doğrudan bir bağlantı sağladığını anlayan Cassandra, cinayetleri durdurmak ve kendisini kurtarmak için er ya da geç kendi geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır.
80’lere bir saygı duruşu niteliğinde çekilen Dark Sister’ın makyaj, kostüm, dekor ile mekân tasarımlarının yanı sıra müzikleri ve son yıllarda sıklıkla korku filmlerinde tekrar belirmeye başlayan gece çekimlerindeki etkiyi arttırmak adına kullanılan kırmızı-mavi-yeşil ışıklandırmalarla da sinematografisi perçinlenmiş. Cassandra karakterinin kâbus ve vizyonlarını onun gözünden seyirciye yansıttığı için biz seyirciler adeta cinayetleri işleyen katile dönüşüyoruz. Filmin oyuncularının performansları orta şekerli olsa da rahatsızlık verecek derecede bir yapaylık hissedilmiyor.
2013 Güney Kore yapımı Killer Toon filmi de kadın bir ressamın çizdiği çizgi romanların gerçek cinayetlerle bağlantılı olmasını ele alıyordu. Bu bağlamda hikâyeleri birbirine çok yakın olan iki filmin ayrıldığı nokta Dark Sister’ın daha önce bahsi geçen 80’ler dönemi kült filmlere benzer biçimde bir atmosfere sahip olması. Dark Sister, 96 dakika süresince Re-Animator (1985)’den Suspiria (1977)’ya değin birçok eski kült korku filmine selam çakmayı ihmal etmiyor.
Sonuç olarak Dark Sister; 80’li yıllardaki kült korku filmlerini sevenleri nostaljik bir yolculuğa çıkaracak, dönemin atmosferini başarıyla yakalamış bir yapım.