“Tutamıyorum Zamanı…”
İllüstrasyonlarını Frederic Peeters’in yaptığı, Pierre Oscar Lévy ile Frederic Peeters’in yazmış oldukları “Sandcastle” adlı çizgi romandan uyarlanan Old, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Zamanda Tutsak filminin yönetmen koltuğunda 6th Sense (1999), Unbreakable (2000), Signs (2002), Village (2004), Lady in the Water (2006), The Happening (2008), The Visit (2015), Split (2016), Glass (2019) gibi unutulmaz filmlerin yönetmenliğini yapan M. Night Shyamalan oturuyor. Görüntü yönetmenliğini Mike Gioulakis’in üstlendiği filmin müzikleri Trevor Gureckis imzası taşıyor. Filmin oyuncu kadrosunda ise Gael Garcia Bernal, Vicky Krieps, Rufus Sewell, Alex Wolff, Thomasin McKenzie, Abbey Lee, Nikki Amuka-Bird, Ken Leung gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu tropik bir tatil yapan ve tenha olduğunu düşünerek gittikleri plajın bir şekilde hızla yaşlanmalarına neden olmasıyla birlikte tüm hayatlarının bir güne indirgediğini fark eden bir ailenin yaşadıkları oluşturuyor.
Yönetmen Shyamalan’ın 6th Sense filmindeki başarısı sonrası her filmi izleyiciler tarafından merakla beklenmeye başladı. Ters köşe sonları ve gizem dolu atmosferleriyle izleyicileri bambaşka dünyalara götürmeyi başardı. 6th Sense’de ölüleri görebildiğini ve onlarla konuşabildiğini iddia eden sorunlu, içine kapanık bir çocuk ve ona yardım etmeye çalışan eşit derecede sorunlu bir çocuk psikoloğunun hikâyesini; Unbreakable’da kemikleri doğduğundan beri sık sık kırılmış olan çizgi roman satıcısı ile en son bir tren kazasından kurtulmuş, hayatında bir kez bile hastalanmamış, kemiği kırılmamış olan birisinin kesişme öyküsünü; Signs’da geçmişinde oldukça kötü olaylar yaşamış olan ve inancını yitirmiş olan eski bir rahip olan kendi halindeki kardeşi ve çok sevdiği kızı ile beraber sıradan bir çiftçi olan Graham Hess’in hayatının tarlasında oluşan kocaman işaretlerden sonra hayatlarının değişmesinin hikâyesini; Village’da mutlu ve huzurlu görülen bir köyün insanlarının aslında köyün dışındaki ormanda yaşayan yaratıklar yüzünden yaşadıkları korku dolu anların öyküsünü; Lady in the Water’da Cove Apartmanı’nın bir türlü bitmek bilmeyen su ve elektrik tesisatı sorunlarından bıkıp usanmış olan Cleveland’ın su perisiyle anlaşma yapmasının hikâyesini; The Happening’de Amerika’da ansızın sebebi açıklanamayan garip ölümler yaşanması sırasında Eliot Moore’un eşi ve çocuklarıyla güvenli bir yer bulmaya çalışma çabalarını; The Visit’de iki kardeşin büyükanne ve büyükbabasının Pennslyvania’daki ücra çiftliğine haftasonu için anne ve babalarının göndermeleri sonucu yaşadıkları korku dolu anların hikâyesi; Split’te 23 kişiliği olan Kevin Wendell Crumb adlı biri tarafından kaçırılan üç genç kızın 24. Kişilik ortaya çıkmadan kaçmaya çalışmalarının hikâyesini; Glass’da ise Unbreakable’daki zarar görmeme yeteneğine sahip olan David Dunn ile Split’deki 23 kişilikli Kevin Wendell Crumb’ın kesişme hikâyesini anlatmıştı.
Genellikle gizem, bilimkurgu, fantastik gibi türleri gerilimle harmanlamayı tercih eden yönetmen Shyamalan son filmi Old ile izleyicileri tiksindirmekten uzak durmaya dikkat ederek herkesin en büyük korkusu olan ölüm ve çeşitli hastalıkların izini sürüyor. 6th Sense ve The Visit dışındaki filmlerde korkuya çok da yaklaşmayan Shyamalan, bu filmde de korku unsurunu göstererek vermek yerine hastalık ve ölüm konusundaki korkuları izleyicilerin içlerinde yaşamalarına olanak sağlıyor. Jumpscare kullanmayan yönetmen, zamanın akışını da çok başarılı kurgu ve çekim teknikleriyle veriyor. Oyuncuların performanslarının da göz alıcı olduğu filmde, yönetmen Shyamalan’ı da otelin sürücüsü olarak izlemek mümkün.
Frederic Peeters’in çizdiği, Pierre Oscar Lévy ile Frederic Peeters’in yazmış oldukları “Sandcastle” adlı çizgi romandan serbest olarak yönetmen Shyamalan tarafından senaryoya aktarılırken öykü genel hatlarıyla aynı kalmış olsa da, birçok değişiklik de içeriyor. Old’da yaşlanmayı plastik makyaj kullanarak yaşlanma efektiyle geçiştirmek yerine yönetmen, görme bozukluğu ya da işitme kaybı gibi yaşlılık belirtileri üzerinden ilerletirken, minik yaşlılık kırışıklıkları da eklemeyi ihmal etmiyor. Ancak çizgi roman ile filmin finallerinin birbirinden çok farklı olduğunu da eklemek gerekiyor. Eğer filmi beğenirseniz, çizgi romanı da okumanızı şiddetle tavsiye ederim.
Dominik’te çekilen filmin büyük bir kısmı sahilde geçiyor. Oteldeki atmosfer de kumsalın atmosferi de başlangıçta huzur ve sessizliği çağrıştırsa da, bir süre sonra karakterlerle birlikte o huzur dolu kumsalın içinden çıkılmaz bir fare labirentine dönüşümünü seyirci olarak hissetmemek ve koltukları tırmalamadan izlemek mümkün olmuyor.
Sonuç olarak Old; hayalperest yönetmen Shyamalan’ın, özellikle de yönetmenin fanlarının kaçırmaması ve mutlaka izlemesi gereken son harikası!