“Kan, Ter ve Gözyaşı…”
Metronom Yapım, Aytaç Medya ve Fikri Harika Prodüksiyon ortak yapımcılığında Mardin’de çekilen Mahlûkat filminin yönetmen koltuğunda Musallat (2007-2011) ve Siccîn (2014-2015-2016–2017–2018–2019) serileri ile Üç Harfliler 3: Kara Büyü (2016), Üç Harfliler: Beddua (2018), Üç Harfliler: Adak (2019) gibi kült korku filmlerinin yanı sıra Kanal-İ-zasyon (2009) ve Sabit Kanca (2013-2014) filmlerinin de yönetmenliklerini yapmış olan Alper Mestçi oturuyor. Yönetmenliğini üstlendiği diğer birçok filmde olduğu gibi senaryosunu da yine yönetmen Mestçi’nin kaleme aldığı filmin müzikleri önceki yapımlarında olduğu gibi yine Reşit Gözdamla imzası taşıyor. Görüntü yönetmenliğini Kadir Yücel’in yaptığı filmin oyuncu kadrosunda ise Siccîn serisinden Adnan Koç, Seda Oğuz, Hüseyin Taş, ve Kurtuluş Şakirağaoğlu gibi tanıdık oyunculara Öykü Gökduman, Alara Kardak, Simge Konrat, Özge Deniz Asyalıoğlu, Elif Baysal, Deniz Coşkun, Sertaç Teker gibi isimler eşlik ediyor.
Mardin’de yaşanmış gerçek bir korku vakasının konu edildiği, Alper Mestçi’nin “Pandemi bunalımında Mardin’de yazıp çektiğim, bugüne kadar bana anlatılan en ürkütücü olay!” dediği filmin konusunu izbe bir binada, hafıza kaybıyla mücadele eden Araf’ın, aynı köyde yaşayan ve musallat vakalarıyla mücadele etmeye çalışan iki aile ile kesişen hikayesi oluşturuyor.
Son yıllarda ard arda gösterime giren amatör yerli korku filmlerinden sonra Türk korku filmi severlere nefes aldıran filmin sanat yönetimi, mekân seçimleri yine göz kamaştırıyor. Siccîn serisinde olduğu gibi dramatik yapısını korku sahneleriyle harmanlamak suretiyle sinemanın bir sanat olduğunu her adımında anımsatarak ilerleyen filmde, klişe bir jumpscare geleceğini sandığınızda ters köşelere denk gelmeniz olası. Sürreal, sanatsal kadrajları ile adeta deliliğin görselliğini elde etmiş olan yönetmenin Insidious (2010)’tan The Exorcism of Emily Rose (2005)’a değin başarılı bulduğu yapımlardan etkilendiği de dikkatli gözlerden kaçmıyor.
Başta daha önceki projelerde beraber çalıştığı Adnan Koç, Seda Oğuz ve Kurtuluş Şakirağaoğlu olmak üzere tüm oyuncuların kan, ter ve göz yaşı dökerek oyunculuklarının doruklarında bir performans sergilediklerini söylemek mümkün.
Daha önceki filmlerinde de halk inançlarından beslenmeyi ihmal etmeyen yönetmen, bu filmde de karabasandan terk edilmiş yerlerde bulunmaya, tanıdık birine benzemekten ahırda bulunan hayvanların rahatsız olmasına değin birçok inancı kullanmasının yanı sıra; ayna, boşa akan su, saat sesi gibi tekinsizlikleri de salondan çıkıp eve dönerken izleyicinin yanında götürmesine yol açmayı ihmal etmiyor.
Yönetmen Mestçi’nin son filminin başarılı altyapısı, hikâyesi ve oyunculuklarının yanı sıra bir nazar boncuğu misali tek handikabının kısaltılabilecekken uzun tutulmuş süresi olduğunu da belirtmek gerekiyor. Bu süre handikabına rağmen; birbirinin tıpatıp aynısı hikâyeleri anlatan diğer yerli korku filmlerinin aksine, üç farklı hikâyenin kesişmesinden oluşan Mahlûkat’ın, her anı dikkatle izlenilmeyi fazlasıyla hak ediyor. Zira sinemada yapılmaması gereken, bir saniye bile cep telefona bakmak dahi filme dair bağlantıları kurmanıza engel teşkil edebilir.
Sonuç olarak Mahlûkat; özlemle beklediğimiz yönetmen Mestçi’nin son korkusu olarak salonlarda izleyici ile buluşmayı pardon izleyicileri korkutmayı bekliyor! Gösterimdeyken kaçırmamanız şiddetle tavsiye edilir!