“Fobilerinizle Savaşmayın, Ölürsünüz…”
Hann Yapım yapımcılığında çekilen, ilki İlk Seans: NMSM adıyla, ardından ikincisi İkinci Seans: AEEP adıyla gösterime giren serinin son ayağı Son Seans: MTTH filminin yönetmen koltuğunda, serinin önceki filminde olduğu gibi yine; Gen (2006), Üç Harfliler: Marid (2010), İki (2017) ve Kabir Azabı (2018) filmlerinin senaristliğini; Şeytan-ı Racim: İfrit (2015), Üç Harfliler 2: Hablis (2015), Cin Kuyusu (2015), İlk Seans: NMSM (2022) ve İkinci Seans: AEEP (2022) filmlerinin senaristliğinin yanı sıra yönetmenliğini de yapmış olan Murat Toktamışoğlu oturuyor. Müziklerini serinin diğer filmlerinde olduğu gibi Fırat Deniz Haznedaroğlu’nun üstlendiği filmin senaryosunu da yine yönetmen Toktamışoğlu kaleme almış. Görüntü yönetmenliğini serinin diğer filmlerinde olduğu gibi Ulaş Zeybek’in yaptığı filmin oyuncu kadrosunda ise Serhat Üstündağ, Binali Münüklü, Düştegör, Berk Toktamışoğlu, Mehmet Cerrahoğlu, Ulvi Yiğit gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu çocukluğunda yaşadığı ebeveyn travması sebebiyle psikolojik sorunlar yaşayan Selim’in, rutin hayatına devam ederken bir yolculuk esnasında fobilerinin beklenmedik şekilde tetiklenmesi sonucu gelişen olaylar oluşturuyor. Kamyonu ile nakliye işleri yapan Selim’in çocukluğu katı bir babanın ellerinde geçmiştir. Babasından korkarak, zorbalık ve dayakla geçen çocukluğu onu korumaya çalışan annesine rağmen Selim’in psikolojisinde yalnızlık korkusu (monofobi), su korkusu (hidrofobi), ölüm korkusu (tanatofobi) ve diri diri gömülme korkusu (tafefobi) gibi birçok psikolojik hasar yaratmıştır. Şoför Selim rutin hayatını fobilerinden kaçarak ve kendine özgü çözümleriyle yaşarken bir yolculuk esnasında ard arda tetiklenen fobileriyle beraber kendini gecenin karanlığında ıssız bir ormanda korkularından kaçmaya çalışırken bulacaktır.
Önce Başa Saralım…
İlk Seans: NMSM (2022) filmi hayatı boyunca üstesinden gelmeye çalıştığı fobileriyle mahsur kaldığı metro istasyonunda bir kez daha yüzleşmek durumunda kalan Aslı’nın hikâyesini konu ediniyor. Aslı fobileri nedeniyle psikolojik tedavi görmektedir. Çocukluğundan beri üvey babası kaynaklı oluşan fobilerle başa çıkmak için mücadele vermektedir. Karanlık korkusu, kirlenme korkusu, gölge korkusu ve fare korkusu baskındır. Bir gece davetten eve dönüşte taksi bulamayınca mecburen metroya binmek zorunda kalır. Yanında iki çanta taşımaktadır. Çantalarında temizlik malzemeleri, mendiller, dezenfektanlar, yedek pil, el feneri, çakmak gibi korkularına yönelik eşyalar bulunduran Aslı metroya bineceği treni kaçırır mecburen günün son trenine binmek zorunda kalır. Trende kendine sakin bir yer seçer ve kulaklığını takarak müzik dinlemeye başlar. Müzik dinlerken uyuyakalması sonucunda son durakta görevlinin de dikkatinden kaçması sonucunda vagonda mahsur kalır. Uyandığında kendini vagonda karanlıkta yalnız bulur. Çantasının biri de çalınmış ve telefonunun şarjı bitmiştir.
İkinci Seans: AEEP (2022) filmi ise psikiyatrik tedavi gördüğü hastaneden çıktıktan sonra temizliğine hiç dikkat etmemiş, çöp bir evde yaşayan, fobik tepkileri ile mücadele eden kadının hikâyesini konu ediniyor. Demet, kusma fobisi (emetofobi), yıkanma fobileri (ablutofobi) ve çocuk korkusu (pedofobi) yüzünden de hem annesinden hem de arkadaşlarından tepki görmüştür. Ayna korkusu (eisoptrofobi) evlenip çocuk sahibi olduktan sonra başlamış, yansıtan tüm yüzeylerden korkar hale gelmiştir. Kocasının kendisini terk etmesi sonrası psikiyatrik tedavi gördüğü hastaneden çıktıktan sonra temizliğine hiç dikkat etmemiş adeta çöp bir evde yaşamaya başlamıştır. Komşularından izole bir hayat süren Demet, bir gece ağırlaşan fobik tepkiler yüzünden hayatının kâbuslarını yaşayacak ve unutulmaz olayların içine girecektir.
Gelelim Son Seansa…
İlk filmlerde karşımıza çıkan ana karakterlerin başarısız performanslarından sonra Serhat Üstündağ’ın performansı oldukça göz doldurucu ve hayli başarılı. Filmin açılış sahnesinde karşımıza çıkan kahve ortamı ve okey masasındaki oyuncuların performansları da filme bağlanmayı ve gerçekçiliği arttıran unsurlar oluyor. Ancak filmin ilerlemesiyle birlikte önce drone çekimlerinde kullanılan kameranın görüntülerinin kalitesizliği, ardından ise serinin geri kalanında da karşımıza çıkan yapaylığı fazlasıyla belli olan görsel efektler filmin tıkanmaya başlamasına neden oluyor. İkinci Seans: AEEP (2022) filminde de olduğu gibi toplam 60 dakika süren filmin son 10 dakikası yine belgesel havasındaki tanık ve psikiyatrist konuşmaları ve anlamayanlar için filmdeki fobilerin başlangıç sahnelerinin flashbackler üzerinden tekrarlanmasıyla yani zaman doldurmayla devam ediyor. Filmde arka arkaya farklı şekillerde öldüğünü gören Selim karakterinin aynı kıyafet yerine farklı kıyafetler giymiş olması devamlılık hatalarına, Selim’in çocukluğunda babasının naaşının olduğu odada dolaba girdiği sahnede arka cebinde mikrofon cihazının görünmesi çekim hatalarına; yine çocuk Selim’in babasının hayaletini görerek yağmurdan eriyeceğini zannettiği halde içeri girememesinin nedeni olan yemek masası anısına yapılan flashback’in yanlış yerde kurgulanmasının verdiği havada kalma ise kurgu hatalarına ekleniyor. Bu kadar kısa süreli çekim içeren bir filmde, bu kadar çok hata olması ise maalesef yeterince özen gösterilmeden vizyona sokulduğunun en önemli göstergesi olarak dikkat çekiyor.
Bir sorun da filmin sloganı ve içeriğinin tezatlığında göze çarpıyor. “Korkular zihnin celladıdır. Korkularınızla yüzleşmeden onları yenemezsiniz” sloganını seri boyunca kullanan film, seri boyunca fobileriyle yüzleşmek zorunda kalan üç karakterin de ölümlerini izleyicilere aktarıyor. Böylelikle seriyi izleyenlerin çıkaracağı sonuç “Fobilerinizle yüzleşirseniz, kaçınılmaz olarak ölürsünüz” sloganından öteye varmıyor. Benzer tutarsızlık, aslında projenin genelinde de hâkim. Zira ilk film ve son filmde daha önceden tecrübesi olan oyuncular oynatılırken ikinci film ‘noname’ bir ismin başrolüne emanet edilmişti. Bu tarz, girift olduğu ve birbirini tamamladığı – desteklediği izlenimi uyandırılmaya çalışılan projelerde belli bir üslup tutturulması gerekiyor. Aynı şekilde ilk filmin finalinde yola çıkan farenin ikinci filmdeki eve ulaşmasıyla kurulan iki film arasındaki köprüyü üçüncü filmde göremediğimiz gibi kısa bir an değinilse de aynı yapım şirketinin birkaç ay sonra vizyona sokacağı Başlangıç: Ye’cüc Me’cüc (2022) filmiyle doğrudan bir bağlantı kurulamıyor; dolayısıyla üç filmlik tam teşekküllü bir projeden söz etmemiz mümkün olamıyor.
Sonuç olarak Son Seans: MTTH; serinin diğer filmlerinden özellikle oyuncuların performanslarının başarısıyla sıyrılarak en iyisi konumuna gelse de 60 dakikalık bir film için fazla hata barındırması nedeniyle sınıfta kalmaktan kurtulamıyor.