25 Nisan 2024

“Ne Cini Ne Sırrı…”

Çekimleri Afyonkarahisar’a bağlı İscehisar İlçesi’nin Alanyurt Köyü’nde gerçekleştirilen, ilk olarak Uğur Karakuzu Yapım olarak açıklanan yapım şirketi daha sonra Diopter Film olarak güncellenmiş olan Sırrı Cin adlı yapımın yönetmen koltuğunda İntikam Soğuk Duş (2020) ve Ehrimen: Kanlı Yol (2021) filmlerinin yapımcılığını, Necronomicon Kara Büyüsü (2022) filminin ise yönetmenliğini üstlenen Uğur Karakuzu oturuyor. Görüntü yönetmenliğini Murat Melih’in yaptığı filmin müzikleri de yine Karakuzu’ya ait. Yapımın oyuncu kadrosunda ise Zöhre Alsan, Serkan Güney, Leyla Parlak, Faruk Cangören bulunuyor.

Yapımın konusunu saklı kalmış bir sırrın ortaya çıkması sonrası gelişen olaylar oluşturuyor. Bir köye öğretmen olarak atanan Tülay, köy muhtarı ile görüşmesi sonrasında Zeynep öğretmenin evinde kalabileceğini öğrenir. Muhtar eşliğinde Zeynep öğretmenin evine yerleşen Tülay ve Zeynep için başlangıçta her şey iyi görünmektedir. İkisi çok iyi anlaşır, köyü keşif gezisine çıktıkları sırada kayalık bir alanda buldukları bir sır hayatlarını içinden çıkılmaz bir hale sürükleyecektir.

Çekim kalitesi, kadrajları oldukça kötü olan yapımda bulunan titreşim ve kamera sallanmaları izleyicilerin salondan çıktıklarında rahatsız hissetmelerini sağlayacak kadar vahim. Makyajları da çok kötü olan yapım adeta bir piyese benzer şekilde yürüyor ancak yapımın tamamını izlemeden neyin ne olduğunu yani cinin sırrını çözmeniz mümkün değil. Bu nedenle senaryoyu yazarken ya da kurgu aşamasında kendilerinin de ne yaptıklarını bildiklerinden emin olamıyoruz. Daha önce tripodsuz çekimleri eleştirmiştim birçok kez ancak bu kez tripod kullanımını eleştirmek dışında da elimizden bir şey gelmiyor. Yapımın büyük bölümünü oluşturan tripodlu çekimlerde piyes oyuncularının bazen göbeklerinin bazense başsız gövdelerinin görüntüleriyle karşılaşmak olası. Mantık hatalarına girmenin yararsız olduğu yapımda arkeoloji okumuş olanları rahatsız edecek ve bu rahatsızlıkla doğru orantılı ölçüde uzun sahneler içerdiğini de belirtmek gerekiyor.

2019 yılında vizyona giren Siddah, büyük bir ihtimalle sinema salonlarında gösterime sokulmuş en kötü yerli korku yapımlarının başında geliyordu. Ancak Sırrı Cin bu konuda onun tahtını açık ara zorlayabilecek en güçlü yapım olma niteliklerini fazlasıyla karşılıyor. Özellikle de sadece Youtube’da gösterilmek üzere çekilen, iki yıl önce tam da bu tarihlerde yayınlanan Dessas gibi çekim kalitesi, kadrajları çok daha iyi bir film gösterime girmemeyi ve amatör bir yapım olduğunu kabul ediyorsa Sırrı Cin’in gösterime girmesi Dunning-Kruger etkisi olarak yorumlanabilir. Ancak afişinden kadrajlarına, hikâyesinden kurgusuna kadar her açıdan problemlere rastlanan bir yapımı 110’un üstünde salonda gösterime sokmak nasıl yorumlanabilir; bunu da okuyanların ve izleyenlerin takdirine bırakmak isterim.

Sonuç olarak Sırrı Cin; çekimlerinden makyajlarına değin oldukça kötü olan ve gösterime girmemesi gereken yapımlardan biri olarak adını yazdırmayı başarıyor.