“En Büyük Korku: #Spoiler”
Yapımcılığını AD Yapımın üstlendiği Hashtag filminin yönetmen koltuğunda Torun ve Torunu (2006) ve Karayel (2017) dizilerinde yönetmenlik; Balans ve Manevra (2005) filminde ve Karayılan (2007-2008), Asi (2007), Emret Komutanım (2005) gibi dizilerin bazı bölümlerinde yönetmen yardımcılığı; henüz vizyon tarihi almamış ancak çekimleri tamamlanmış Soygun Oyunu: Büyük Vurgun’da da yönetmenlerden biri olan Başaran Şimşek oturuyor. Senaryosunu Onur Böber ve Özden Uçar’ın kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini ise Şükrü Özçelik üstlenmiş. Filmin başrollerinde ise Burak Çoban, Ela Yörüklü, Elif İlkim Katmerci, Eren Emingil, Ergülcan Akıncıoğlu, Gülderen Güler, İrem Diri, Özüm Çakır gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu popülerlikleri azalmakta olan bir grup sosyal medya fenomeninin, karşılarına bir film projesinin çıkmasıyla yaşadıkları olaylar oluşturuyor. Damla, Balaban, Öner, Gülben, Yaman ve Eylem 20’li yaşlarının ikinci yarısına gelmiş, kariyerlerine internet videoları çekerek başlamış ve zamanında çok iyi paralar kazanmış influencer’lardır. Giderek kendilerini yenileyemedikleri ve arkalarından gelen yeni nesille rekabet edemez konuma düştükleri için sıradanlığa düşmüş, kazançları azalmaya başlamış bir hâlde çıkış yolu aramaktadırlar. Geçmişte yaşadıkları bir olay nedeniyle uzun süredir bir araya gelmeyen grup, bir yapım şirketinden aldıkları ilginç bir film görüşmesi çağrısı üzerine bir araya gelirler. Damla ve diğerleri yapım şirketinin ofisinde, kendilerini karşılayan asistan kızdan filmle ilgili bilgileri alırlar. Yönetmeni ve senaryoyu görmemelerine rağmen film teklifini kabul eden grup, çekim mekânı olan görkemli dağ evine giderler.
Türk Sinemasında Kadın Düşmanı (1967), Aşka Susayanlar: Seks ve Cinayet (1972), Korkunç Tecavüz (1972), Çirkin Dünya (1974), Macera Yolu (1974), Balta (1986), Kızlar Kampı (1987), Lanetli Kadınlar (1990) gibi az sayıda ve çoğunlukla da erotik içerikli gerilim filmleri olarak özellikle video kaset döneminde görülen daha sonrasında ise son birkaç sene öncesine dek çok karşımıza çıkmayan, Amerikan Sineması’nın 70 ve 80’li yıllarda sıklıkla tercih ettiği slasher yani bir katilin bir grup insanı takip ederek onları sırayla kesici aletlerle öldürdüğü filmlerden biri olan Hashtag’in sountrackinde Eko Fresh’in film için özel bestelediği “Hashtag” adlı bir şarkı da bulunuyor. 2000 sonrasında ise Beyza’nın Kadınları (2006), Gen (2006), Naciye (2016), Saklambaç: Ölüm Oyunu (2017), Mezarlık (2018), Sessiz Ol (2018), Kalpten Gerdanlık (2019), Şahıs 46 (2019), Kin (2019), İstasyon (2018), İntikam Soğuk Duş (2020), Bir Psikopatın Günlüğü (2020) gibi filmlerle daha da sık karşımıza çıkmaya başlayan, büyük bir kısmı intikam temelli olan slasher filmlerine, yurtdışında son zamanlarda sıkça örneklerine rastlanan teknoloji ve internet fenomenliğinin eklenmesiyle oluşan Hashtag’in 2010 yapımı Ev filminin katilli versiyonu olduğunu söylemek mümkün.
Chatroom (2010), Unfriended (2014), Friend Request (2016), Unfriended 2: Dark Web (2018), Gon-ji-am (2018), Searching (2018), Host (2020) ve ülkemizde 13 Kasım’da gösterime girecek olan Follow Me (2020) gibi teknolojiyi sosyal medya ve sosyal medya bağımlılığı konseptiyle korku ve gerilim türlerinde beyazperdeye yansıtan yabancı yapımların yanı sıra geçtiğimiz yıllarda vizyona giren Erdal Ceylan’ın yönettiği Selfie From Hell (2018), Aytekin Birkon’un yönettiği Cinnet (2019) ve Berk Aygül’ün yönettiği Sahir: Deep Web (2019), Biray Dalkıran’ın yönettiği ve bir grup internet fenomeninin seri cinayetlere kurban gitmelerini konu edinen 45 25:#Kusursuz Cinayet (2019) ile de sinemada sosyal medya ve internetin karanlık yüzü temelli filmler ülkemizde de karşımıza çıkmaya başladı.
Sosyal medya uygulamasına yüklenen Damla, Balaban, Öner, Gülben, Yaman ve Eylem’in videoları üzerinden karakter tanıtımlarıyla ilerleyen ve çekim kalitesi başarılı olan Hashtag’in gece çekimlerinde yer yer ışıkla ilgili problemler bulunuyor. Hikâyesi başlangıçta başarılı gibi görünse de, gerilim sevenlerin filmin ilk 15 dakikasında katili keşfetmemesi işten değil. Bariz bir biçimde verilen bu spoiler nedeniyle izleyicilere sadece “acaba hangi sırayla ölecekler” diye beklemek ve heyecansız bir biçimde beyazperdeye bakmak kalıyor. Maalesef filmin finaline ilerlediğinizde ise aslında hikâyede ciddi boşluklar olduğunu hissetmemek de mümkün olmuyor.
Filmin başarısızlığının nedenlerinden biri de oyuncuların karakterlerine ısınamamış, özdeşleşememiş olmaları. Performanslarının fazla abartılı olması, oyuncuların ve dolayısıyla da karakterlerin yapay görünmesine neden olmuş.
Sonuç olarak Hashtag, ülkemizde az sayıda karşımıza çıkan katil kovalamaca filmlerinden biri olurken maalesef birçok klişe ve baştan verilen spoilerları nedeniyle gerilim severlere lezzet sunmaktan uzak kalıyor. Buna rağmen büyülü filmlerden sıkılan, Amerikanvari bir kovalamaca izlemek isteyenler tercih edebilir.