“İki İleri Bir Geri…”
Orçin Yapım yapımcılığında çekilen Vesnan’ın yönetmen koltuğunda Oda (2023) filminin de yönetmenliğini yapmış olan Bülent Orçin oturuyor. Senaryosunu Selda Erdoğan’ın kaleme aldığı yapımın görüntü yönetmenliğini Sevan Özbülbül üstlenmiş. Müzikleri Burcu Cankaya tarafından yapılan yapımın oyuncu kadrosunda ise Mehmet Bilen, Beste Tosuner, Arda Cangöz, Melike Subölen, Orkun Özcan, Evrim Aslı Kılınçer, Sinan Turgut Kayabaşı, Ayşegül Koçak, Aynur Mutlucan, Barış Ali Çeliker, Mehmet Alagül gibi isimler bulunuyor.
Yapımın konusunu büyüye maruz kalan bir çiftin yaşadıkları olaylar oluşturuyor. Yasemin ve Engin’in mutlu evlilikleri Engin’in gizemli bir şekilde ortadan kaybolması ile kabusa döner. Engin’in erkek kardeşi Umut, Yasemin’in abisi Baran ve Umut’ın karısı Pelin’in tüm aramalarına rağmen Engin’den üç ay kadar haber alınamayınca bazı söylentileri dikkate alarak metafizik tarafı güçlü olan Fatma Teyze ile irtibata geçerler, Fatma Teyze Engin’e genç bir kız tarafından çok güçlü bir büyü yapıldığını ve onun artık cinlerin kontrolünde olduğunu söyler.
Çekimleri fena olmayan yapımın en büyük sorunu kurgusu itibarıyla karmaşık olması. Bu hafta gösterime giren Lanetli Miras: Yanlış Adres’te de olduğu gibi yapımın konusunu okumadığınız sürece filmi anlamanız oldukça zor. Birçok karakterin arka arkaya dahil olduğu filmde, karakterleri tanımaya çalışmak izleyici açısından oldukça yorucu bir süreç oluyor. Zira Yasemin ve Engin karakterlerini ve mutlu evliliklerini hiç görmeksizin, Engin’in kaybolduğu haberini öğreniyoruz ve Yasemin’in abisi Baran, kardeşi Umut ve Umut’un karısı Pelin ile birlikte abisinin son görüldüğü köye gitmeleriyle başlıyoruz. Ancak hikâye 1 ay önce, 3 ay sonra, şimdi, 1 yıl sonra gibi yazılar eşliğinde sürekli zaman atlamaları ile ilerliyor. Hatta bazı sahneler sırasında bu zaman atlamalarına dair notların unutulmasıyla bir süre sonra “Biz şu an hangi zamandayız?” diye çuvallamak olası oluyor. Ne olduğunu ve neden yapıldığını anlayamadığımız ayin görüntüleri, tekinsiz köy ve kötü oyunculuklar eşliğinde bir ileri iki geri giderek ilerlediğimiz yapımın sonuna geldiğimizde olaylar açıklığa kavuşuyor ancak izleyici bununla birlikte düz bir zaman kurgusunda ilerlemesi hâlinde zihnine çok da yüklenilmeden yüz bin kez anlatılan hikâyeye yeniden maruz kalabileceğini acı bir şekilde fark ediyor.
Yapımda yer alan bu kurgu sorununun yanı sıra mantık hatalarının da olması, önceden bahsi geçen sinopsisin çekimlere yansıtılamaması gibi hususlar da oyuncuların performanslarına eklenince gösterime girmemesi gereken yapımlardan biri olduğunu izleyicilere göstermiş oluyor. Bütün bunlarla beraber, final yaklaştıkça karşımıza Türk korku sinemasının makus kaderi olan çekim hatalarına bir yenisini daha eklemeyi başarıyor. Baran karakterinin yerde yatıp diğer karakterlerin onun başında konuştukları sahnede çekim ekibinden birisi odaya kafasını uzatıp geri çekiyor. Bu da kaçınılmaz biçimde beyazperdeye yansıyor.
Sonuç olarak Vesnan; bu hafta gösterime giren ancak gösterime girmemesi gereken ikinci yapım olarak haftanın ikinci basamağındaki yerini alıyor.