Orta Çağ’da, yani Avrupa’nın dogmatik düşüncelerle kendini çerçevelediği, Hıristiyanlığın en karanlık çağında kilisenin insanları sınırlamak için engizisyon, endüljans ve aforozu kullandığı dönemde, paganizmden gelen ve masum insanların ölümüne neden olan büyü, birçok batıl inancıyla birlikte günümüze kadar gelmiştir. İlk çağlardan, çok tanrılı inanışlardan bu yana halen varlığını ve konumunu güçlü bir şekilde koruyan büyü, hem korkutucu bir öğe, hem de kötülüklerden korunmanın en kolay biçimi sayılmaktadır.
Çocukluğumuzda dinlediğimiz ya da okuduğumuz masalların hemen hemen hepsinde büyünün izleri bulunmaktadır. Bu da bilinçaltımızda büyü ve gizeme yatkın olmamızı sağlamıştır. Cinderella, yani Külkedisi masalında peri anne sihirli değneğiyle balkabağından bir araba yaparken fareleri de insana dönüştürmektedir. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalında kötü üvey anne bir cadıdır, sihirli aynasıyla konuşup sarayın mahzeninde Pamuk Prenses’i öldürmek için kötü büyüler yapmaktadır. Peter Pan çocukları olmayan ülkeye götürebilmek için perileri ve peri tozunu kullanmak zorundadır. Aladdin’in Sihirli Lambası’nda ise dilekleri gerçekleştiren bir cin vardır. Masal listesi uzatıldıkça büyünün ve sihrin bir şekilde çocukluğumuzda yaşamımıza hatta bilinçaltımıza girdiği gerçeğiyle yüz yüze geliriz. Çocukluğumuzdan itibaren dinlediğimiz bu masallarda kimi zaman büyüden korkar, kimi zamansa sihrin sonuçlarından mutlu oluruz.
Sihir daha çok iyi sonla biten masallarda kullanılırken, büyü daha çok kötülük ve kötü sonuçları göstermek için kullanılmaktadır. Sihri periler ya da iyi büyücüler uygulamaktadır; oysa büyüyü yapanlar çoğunlukla elindekiyle yetinmeyip hem daha fazlasını isteyen bencil ve tatminsiz karakterli, çoğunlukla uyguladığı büyüler yoluyla güzel görünen kadın karakterlere özgü yansıtılmaktadır. Büyü için simya bilmek ve simya malzemelerinin kullanımı zorunludur; oysa sihir gözler, eller ya da bir asa kullanılarak yapılan bir illüzyon uygulanmasıdır. İlkel kabilelerde halen büyü yapmak için “asa” kullanma geleneği sürdürülmektedir. Kabile büyücüsü gücünü ve ünvanını elinde tuttuğu asadan alır ve yeni büyücü atanırken bu asa devredilmektedir.
Edebiyatta karşımıza çıkan büyücülerin tasvirleri genellikle Orta Çağ Avrupası’na göndermeler yapar nitelikte arketiplerden oluşmaktadır. Cadı olarak adlandırılan ve genellikle kadın olan bu karakterler kazan kaynatır, kötülük yaparlar. Yine Orta Çağ Avrupası’ndan gelen büyücü tiplemelerinden biri de Merlin gibi iyi büyüler yapan, insanları ve dünyayı korumak için büyüye başvuran erkek büyücülerdir. Örneğin Merlin, İngiltere’de Yuvarlak Masa Şövalyeleri adıyla bilinen Kral Richard’ın askerleriyle omuz omuza savaşan, gerektiğinde büyüler yaparak düşmanı yenmeyi kolaylaştıran, geleceği gören bir kâhin, simyager ve büyücüdür.
Edebiyatta karşımıza çıkan büyü, yedinci sanat sinemaya da doğal olarak yansıtılmıştır. Batı ve Orta Çağ’dan kalma cadı imgesi, sinemanın en temel karakterlerinden biridir ve her tür filmde karşımıza çıkan cadıların en temel özelliği büyü yapmalarıdır. Yalnızca cadılar üzerine yapılan filmler bile büyü üzerine yapılacak bir kronolojinin yüzde ellisini kapsayacaktır. Cadıları komik gösteren, kazanlarda iksir hazırlayan imgelerinden, laboratuarda modern dünyaya uyum sağlamış görüntülerine kadar geniş bir yelpazede çok çeşitli göstergelerle cadının sinemada geçirdiği evreleri ve büyünün her zaman insanlığın son umudu oluşunu, bazense bir sanat olarak gösterilişini izlemek olasıdır.
Hristiyanlık, Musevilik ve İslamiyet gibi büyük dinlerin hepsinde kötü amaçlar uğruna kullanılmaması için yasaklanan büyü, sinema ile insanları yine kendine doğru çekmiş ve büyünün gizemli dünyası içerisine girme isteğini tekrar canlandırmıştır. İnternette bile milyonlarca sitede günümüze uyarlanmış büyülerin bulunması hiç de şaşırtıcı görünmemektedir.
Komedi filmlerinde ve masal uyarlamalarında cadılar Orta Çağ’daki arketip özelliklerinin çoğunu taşımaktadır. Kimi zaman süpürgeleri ile uçarak “Wizard Of Oz”, “Be Witched”, kimi zaman ise kazan kaynatır iken “Witches”, “Hocus Pocus” sinemaya aktarılmışlardır. Sinemanın ilk yıllarından itibaren cadı ve büyü kendine ait bir yer açmış ve sinemanın çoğu zaman korkutucu ve kötü bir karakteri nadiren güldürücü ve iyi bir karakter olarak yansıtılmıştır.
Romantik komedilerde bir erkeği kendine âşık etmek için kullanılan büyü “Practical Magic”, “Un amour de sorciére”, “Love Poition No:9” dramlarda evlenme ayini gibi görüntülerle “The Doors”, fantastik sinemada kötülükleri yenmek için kullanılan bir yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır. “Lord Of The Rings”, “Chronicles Of Narnia: The Lion, The Witch and The Wardrobe”,”Stardust”. Korku filmlerinde ise büyü ve cadı, yani büyücü daha korkutucu bir konumdadır. İnsanların ölümlerine ya da insanları yönetmeye, yani insan yaşamına kastedecek öğeler ile karşımıza çıkarak “The Believers” , “Craft”, “Warlock” ayinler ve insan kurban törenleri gibi göstergelerle izleyenleri hem korkutmakta hem de ‘gerçekten büyü var mı?’ diye düşünerek denemeyi arzulamalarına neden olabilmektedir.
Amerikan Sineması’nda en çok göze çarpan büyü türü kara büyü ve kızıl büyüdür. Kızıl büyü, Afrika kaynaklı bir büyü türü olduğundan ve Amerika’ya köleliğe getirilen Afrikalıların kullandıkları yöntemleri içerdiğinden kültürlerine ait bir korkuyu yansıttıkları söylenebilir. Kara büyü ise zaten Orta Çağ Avrupa’sından gelen bir yöntemdir. Hıristiyanlığa karşıt olarak ortaya çıkan satanizm inancını içinde barındıran kara büyü Amerikan ve Avrupa sinemasında baskındır. Kültürel bilinci yansıttığı göze alındığında hiç kuşkusuz doğal bir sonuçtur. Kızıl büyüdeki voodoo bebeklerinden “Witches Of Eastwick”,”Indiana Jones and The Temple Of The Doom”, ölümsüzlük iksirlerine “Death Becomes Her” kadar pek çok örneği ağırlıklı olarak korku filmlerinde görülse de, her tür filmin içinde ortaya çıkabildiği göze çarpmaktadır.
Ak büyü denilen büyü türü, aşk büyüleri, korunma ve şifa gibi şekillerde yine herhangi bir türe indirgenemeyecek birçok filmde göze çarpmaktadır. Filmlerde tılsım olarak en çok göze çarpan gösterge haçtır. Vampirlerden korunmak, kötü ruhlardan korunmak için ilk sığınılan korunma öğesidir; bu da pasif büyünün bir temsilidir. Haç, özellikle korku filmlerinde sıkça kullanılan bir pasif büyü göstergesidir.