“Büyü Değil Lanet İzlemek İsteyenlere…”
Bircan Film ile Dream Big Company ortaklığında gösterime giren Cinnas filminin yönetmen koltuğunda ilk uzun metrajıyla Elvin Abdulla oturuyor. 2017 yılında çekilen ve Xennas (Khennas) olarak duyurulan film, yıllar sonra Türkiye’de gösterime giren ikinci Azerbaycan korku filmi oluyor. Azerbaycan’ın ilk korku filmi olan Cinnas’ın görüntü yönetmenliğini Sultan Abdullayev üstlenirken, filmin senaryosu da yönetmen Abdulla ile Nijat Dadashov tarafından kaleme alınmış. Sanat yönetmenliğinde Sabuhi Atababayev’in bulunduğu filmin oyuncu kadrosunda ise Hikmet Rehimov, Pervin Abıyeva, Qorqut Cefer, Zarina Qurnanova, Hamil Nabran, Zemfira Abdulsemedova, Nergiz Aliyeva, Türkay Ceferli, Azer Aydemir gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu ailenin kuşaktan kuşağa taşımakta olduğu bir lanet oluşturuyor. İlkin, günlerdir gördüğü rüyanın etkisiyle babasının ve dedesinin kaybolduğu eski eve gitmek ister. İlkin’in annesi bu duruma karşı çıksa da İlkin ve arkadaşları o eve giderler. Eve gittiklerinde, ilk başlarda her şey normalmiş gibi gözükse de daha sonra olaylar korkunç bir hal alacaktır.
2019 yılında Türkiye’de gösterime giren ve bir deney sırasında zombiye dönüşen insanlara odaklanan Aporia: Kıyamet Deneyi filminden daha önce çekilen ve ülkesinin ilk korku filmi olma statüsünü taşıyan; Türk korku filmlerinde alışkın olduğumuz büyü üzerinden ilerlemeyerek lanet temasını tercih eden Cinnas’ta sanat yönetimi konusunda bilhassa yer yer dönem hikâyesi altyapısı taşıyan sahnelerde titizlikle hareket edildiği göze çarpıyor. Kadın oyuncular bazı sahnelerde yeterince inandırıcı olmasalar da filmin genelinde oyunculukların hayli başarılı olduğu söylenebilir. Senaryonun dinamik yapısının hep devam etmesi sayesinde her birinin şüphe çeken karakterleri yansıtmaları, gerilim atmosferinin daha da artmasını sağlıyor.
Filmde kullanılan özel efektler ve makyajlar, son zamanlarda gösterime giren yerli korku filmlerinin kat kat üzerinde bir başarıya sahip olmakla birlikte, tek mekânın ne kadar verimli kullanılabileceğinin de örneğini izleyicilere sunmayı başarıyor. Her bir karakter belirli stereotipleri temsil etse de biraz önce değindiğim şüphe unsurunun devamlılığı sayesinde bu klişeler de yer yer yıkıma uğruyor. Kötü makyajlar ve kötü efekt kullanımı yerine daha hafif makyaj ve efektlerle çok daha inandırıcı olunabileceğini de izleyicilere gösteriyor.
Filmin handikabı ise, oldukça inandırıcı olan karakterlerin dua okuması sırasında yer yer kendilerinden çıkması beklenmeyen bir makam ile dua okuyor olmaları. Bu sahnelerde izleyicileri biraz filmin dışına atıyor olsalar da olayların akışı ve atmosferin gerilimi izleyicileri tekrar filme çekmeyi başarıyor.
Sonuç olarak Cinnas; ülkesinin ilk korku filmi olmakla birlikte, ülkemizde gösterime giren ikinci Azerbaycan yapımı korku filmi olarak korkuseverleri sinemaya çağırıyor. Daveti reddedenleri ise lanetleme ihtimalini saklı tutuyor…