“Mağara Mağara Olalı Böyle Zulüm Görmedi”
4.2K Film Yapım yapımcılığında Yalova’da çekilen İçimdeki Varlık filminin yönetmen koltuğunda Azazil 2: Büyü (2016) filminin de yönetmenliğini yapmış olan Mustafa Özer oturuyor. Senaryosunu İbrahim Yılmaz’ın kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Sencer Akman üstlenmiş. Filmin oyuncu kadrosunda ise Burcu Genç, Metin Kırmızı, Funda Yıldız, Ozan Ali Doğu Arat, Hakan Demir, Emre Susarlıoğlu, Gamze Civek, Hatice Gür, Şevki Özcan gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu kamp için gittikleri bir yerde keşfettikleri mağarada mahsur kalan bir grup arkadaşın başından geçenler oluşturuyor. 1999 depremi sonrası Mahmut moral olması amacıyla arkadaşları Merve, Hakan, Canan, Kerem, Kaygısız ve Gülsüm’le beraber bir arazide kamp düzenler. Kamp anında Kaygısız, buralarda gizemli varlıklar olduğunu ve bir hazinenin başında bekçilik yaptıklarını söyler. Kaygısız’ın kesmiş olduğu ağacın kayayı yerinden oynatması sonucu gizemli mağara ortaya çıkar. Gençler hazine bulmak ve meraklarından dolayı mağaraya girerler.
Çekimlerinden oyuncularına, ses kurgusundan makyajlarına varan değin her anlamda teknik sorunlar içerisinde olan ve benzer yapımlarda sürekli karşımıza çıkan aslında kısa metraj olması gereken bir hikâyenin çekiştirilerek uzun metraja evrilmesine çalışılan yapımlara bir yenisi de İçimdeki Varlık ile ekleniyor.
Bir tane vana sıktığı için yorulan babalar, hafta sonu deprem sonrası moral bulalım hem de define arayalım diyerek pikniğe giden ve orada çadırda kalan gençler, ilahiyat okumakta olan gencin birbirine kur yapan arkadaşlarına bakıp “bu sapkınlıklar nedeniyle deprem oluyor” demesi, arkeoloji okuduğunu iddia etmekte olan gencin mağaraya girer girmez söylediği “Buraya ilk biz girdik, mağaralarda hiç resim yok ancak enteresan” ve yaşanan depremden dolayı kızlarını merak eden babaya anne karakterinin söylediği “Yer yarıldı da yerin dibine girdiler sanki” replikleri gibi oturtulamamış karakterler üzerinden, yüzeysel bilgilerle ve çoğunlukla gayriciddi biçimde kurulan diyaloglarla ilerleyen yapımda makyajların kötü olduğunu fark etmelerinden kaynaklı olduğunu düşündüren -zira duvarların detay çekimlerini dakikalarca izliyoruz- detaydan uzak ve kötü görsel efekt atılmış sahneler ile ölülerin gösterilmesi de tam bir fiyasko. Ses kurgusu ve oyuncuların performansları o denli kötü ki, filmin başlangıcında ormancı yani Kaygısız olarak anılan karakterle Mahmut arasında geçen diyalogları anlamak oldukça zor; adeta izleyicilerin duymayacağı şekilde fısıldıyorlar ya da ağızlarının içinden konuşuyorlar diyebiliriz. Flu çekimler ve güya karanlık olan mağarada yanmadığı belli olan fenerlerle gezinmeleri de cabası.
Sonuç olarak Türkiye çapında 14 salonda gösterime girebilen İçimdeki Varlık; gösterime girmemesi gereken, sınıfta kalan amatör yapımlara bir yenisi olarak ekleniyor.