“Sinemamız Adına Her Sahnesi Bir Uçurum…”
Skypic yapımcılığında İzmir’in Menemen ilçesinde çekilen Hazep’in yönetmen koltuğunda Şeytanı Ararken (2021)’in senaristliğini; Akıl Bozan (2021) adlı yapımın yönetmenliğini ve Paranoid (2023) adlı yapımın da hem senaristliğini hem de yönetmenliğini yapmış olan Doğuş Arslan oturuyor. Senaryosunu da Doğuş Arslan’ın kaleme aldığı yapımın görüntü yönetmenliğini ise Anıl Onur Demir üstlenmiş. Yapımın oyuncu kadrosunda ise yönetmen Doğuş Arslan’ın yanı sıra Damla Taka, Cemal Aşkın Alpçetin, Arzu Özcamlıer, Belma Marangoz, Yasemin Türkgeldi gibi isimler bulunuyor.
Yapımın konusunu cezaevinden çıkmış bir adamın yaşadığı olaylar oluşturuyor. Mikail isimli genç cezaevinden çıktıktan sonra ağabeyi ve kızıyla yaşamaya başlar. Eşinin ölümünden sonra çaresizliğe giren Mikail iş bulamadığı için abisinin dini işlerle uğraşmasının fırsat bilerek babalarından kalma evin bir kısmını ölü yıkama yeri olarak kullanıp gassallık yapmaya başlar. Eski çocukluk aşkı Zeynep ile abisi Musa’nın Mikail için kurduğu planları anlayan Mikail intikamını alacaktır.
Çekim kalitesinden kadrajlarına, oyunculuklardan senaryoya değin teknik anlamda her açıdan sorun olduğunu söylemek rahatlıkla mümkün. Ses kayıt cihazının açılıp kapanma sesinden unutulan ortam seslerine, uzun uzun tiyatral aforizmalardan devamlılık hatalarına varana değin sekteye uğraya uğraya, izleyicileri yapımdan kopara kopara ilerlediği söylenebilir. Aforizmalardan ibaret diyaloglara tiyatral performansların eklenmesine ek olarak gasilhanede yıkanan ve ölü olması gereken karakterlerin nefes alışları, baş örtülü köylü Zeynep’in takma kirpikleri ile manikürlü ve ojeli tırnakları yapaylığın daha da artmasına neden oluyor. Üstelik bunların izleyicilere yansıdığı sahnelerin yakın plan olması daha da göze batmalarının yolunu açıyor. Sabit kamera çekimleri sırasında netliğin kaybedilmesi, zaman doldurmak adına tavanların duvarların çekilmesine ek olarak fon müziklerinin anlamsız şekilde başlayıp alçalma dahi olmadan yani uyumlanmadan çat diye kesilmesi gibi etkenlerin yanı sıra jenerikteki isimlerin bile yanlış yazıldığını görmek “Yok artık” dedirtiyor. Ancak sadece bununla da kalmayarak Türk korku sinemasında bir ilki başaran yapım, Kuran-ı Kerim’i okuduktan sonra Kuran’ı masaya koyarak üzerinde tarot falı açan bir kadın büyücüyü bize takdim ediyor.
Üstelik filmin sponsorlarından birinin Egeyi Sevenler Dayanışma Derneği olması manidar. Zira filmde hasat sonrası görülen bir tarla dışında Ege’de olduğumuzu anlamak mümkün olmuyor.
Sonuç olarak Hazep; her ne kadar sadece 10 sinemada şans bulsa da aslında hiç gösterime girmemesi gereken yapımlardan biri olmayı fazlasıyla hak ettiğini 107 dakika boyunca an be an izleyenlere kanıtlıyor.