“Buluntulayamamak”
Büyük Galileo yapımcılığında Şanlıurfa’ya bağlı Halfeti’de çekilen Asmoday: Cin’ür – Racim filminin yönetmen koltuğunda Musabbar (2019) ve Fecr (2021) filmlerinin de yönetmenliğini yapmış olan Rotin Engin Tutuş oturuyor. Senaryosu Erdal Tutuş ile Ahmet Eriş tarafından kaleme alınan filmin görüntü yönetmenliğini Cem Zülbahar ile Sait Ali Erişek üstlenmiş. Müzikleri Özgür Fırat tarafından yapılan filmin oyuncu kadrosunda ise Emine Söyler, Demet Öz, Esra Er, Barış Bayram Kesen gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu canlı yayın yapan bir grup gencin başına gelen doğaüstü olaylar oluşturuyor. Elif, Hazal, Evrim ve Ömer ünlü olmaya çalışan sosyal medya fenomenleridir. Ünlü olup para ve takipçi kazanmak için Fırat nehrinin kenarında terkedilen gizemli ve korkunç köye gitmeye karar verirler. Köye giderek orayı canlı yayında izleyicilerle buluşturacak ve amaçlarına ulaşacaklardır. Köye ulaştıklarında hiçbir şey planladıkları gibi gitmez. Ünlü olmak için verdikleri mücadele ölüm kalım savaşına dönüşürken bir taraftan da köyün korkunç ve kanlı geçmişiyle de yüzleşeceklerdir.
Yabancı ülke sinemalarında urt Cannibal Holocaust (1980) ile başlayıp The Blair Witch Project (1999) ile ivme kazandıktan sonra izleyicilere yeni bir gerçekçilik yaratımı sunduğu için sıklıkla tercih edilmeye başlayan found footage (buluntu film) tarzı yurtdışında Rec (2007), Gon-ji-am (2018), The Deep House (2021) gibi yapımlarla sinema adına yeni bir şeyler katarak ilerlerken ülkemizde Karadedeler Olayı (2011) ile başlayan yerli korku türündeki buluntu filmler maalesef düşük maliyetle kotarılabilineceği düşünüldüğü için tercih ediliyor. Bu tarzdaki filmler, türün gereksinimleri adına yapılması ve yapılmaması gerekenlerini bilmeyen kişiler tarafından çekildiğinden aralarından nadiren iyi örnekler çıkabiliyor. D@bbe: Bir Cin Vakası (2012), D@bbe: Cin Çarpması (2013), Lanet: Ervah Cinleri (2017), Kapalak Kızı (2018) gibi örneklerde kameraların sabit olması ya da el kamerasıyla çeken kişinin çekim yaptığının net bir şekilde verilmesi, gereken gerilim müziğinin arka planda olmaması (buluntu film kurgulanan bir film değildir bu nedenle sahne arkasına gerilim müziği eklenmez), oyuncuların performanslarının bunu gerçekten yaşıyormuşçasına gerçekçi olması yoluyla izleyiciye bu durumun yaşatılması gibi bazı özellikler üzerinden özdeşleşme sağlama formülleri kullanılmaktadır. Ancak ülkemizde gösterime giren birçok buluntu film, bu özellikleri es geçmesi nedeniyle buluntu film sayılabilme şansını da kaybetmektedir.
Asmoday: Cin’ür – Racim aslında Fecr (2021) filmine göndermeler içeren birçok sahne barındırsa da iki filmin birbirine bağlı olduğunun afiş ya da filme dair bültenlere yansıtılmaması ve “Fecr 2” gibi bir isim yerine başlı başına bir filmmişçesine bir isim konulması öncelikle filmler arası bağlantıyı koparmakla birlikte, Fecr filmini izlemeyen izleyicilerin bazı bağlantıları kuramamasına dolayısıyla da filmi anlayamamalarına neden olacak bir isim kriziyle 1-0 mağlup başlıyor. Film, canlı yayında geçiyor gibi gösterilse de ne zaman kayda girip ne zaman kayıttan çıktıklarının belli olmaması, bu tür kanallarda kullanıcıların ayrı ekranlarla bağlanması gerekliliğini göz ardı ederek kurgulanmış biçimde o kameradan öbür kameraya geçişlerinin olması, terk edilmiş karanlık bir köyde olmalarına rağmen kadraja yanan sokak lambalarının girmesi, karanlık olmasına rağmen başlarına takmış oldukları kafa fenerlerinin yanık durumda olmaması, ses-görüntü senkronundaki ciddi sıkıntılar ve devamlılık hatalarına ek olarak normalde canlı yayın sırasında söylenmeyecek şeylerin söylenmesi gibi mantık hataları da izleyicinin karşısına çıkıyor. Böyle bir canlı yayında gelen mesajlar kenarda akarken gönderildiği söylenen bağışların ya da izleyen kişilerin sayılarının ekranda bulunmaması ve bunların oyuncular tarafından söylenerek geçiştirilmesi de teknik açıdan başaramayacakları bir işe kalkıştıklarını gözler önüne seriyor. Oyuncuların performanslarının yapaylığı, filmin akışına sürekli sekte vururken, normalde yüzlerine dönük kameraların bir önlerindeki yolu bir kendilerini göstermesi gibi sorunlar da bütün bu sorunlara tuz biber olarak ekleniyor.
Böyle bakıldığında her ne kadar kimin yazdığına jenerik ve afişte değinilmemiş olsa da iyi bir hikâye ile yola çıkılmışken bunun senaryoya aktarılamadığı ve seçilmiş olan buluntu film tekniğinin yapılmaması gereken tüm hatalarını barındıran, olmaması gereken müzikten kötü oyunculuklara; devamlılık hatalarından “Bunu kim kameraya çekiyor?” sorularının sorulmasına neden olacak çekim hatalarına değin iyi bir yönetmen korkusu olmaktan uzak olan yapım, başarısız buluntu filmlere bir yenisinin eklenmesine vesile oluyor. Mevcut hâliyle de buluntu film mantığını ne oyuncuların ne de film ekibinin pek anlamadığını düşündürüyor. Üstelik bir çekim hatası olduğu düşünülen, karakterlerden birinin üzerinde kalan el izine işaret eden diğer oyuncuların görüntüsünün de aynı şekilde izleyiciye yansıması; gerçekçiliği baltalayan son nokta oluyor.
Sonuç olarak Asmoday: Cin’ür – Racim; sınıfta kalan bir yapım olmakla birlikte, buluntu film severleri bu tarzdan soğutacak kadar hatalar içeren başarısız bir yapım.