24 Nisan 2024

“Kaç Canın Kaldı?”

42. İstanbul Film Festivali’nde dünya prömiyerini gerçekleştiren, Vayka Film ve Soberworks ortaklığında çekilen Ölüler İçin Yaşam Kılavuzu filminin yönetmen koltuğunda ilk uzun metraj çalışmasıyla Barış Fert oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Fert’in kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Emre Pekçakır üstlenmiş. Sanat yönetmenliğini Ertuğrul Aysel’in yapmış olduğu filmin oyuncu kadrosunda ise Deniz Işın, Haki Biçici, Ece Bozkaya, Muttalip Müjdeci, Caner Cindoruk gibi isimler bulunuyor.

Filmin konusunu bir gece içerisinde gerçekleşen olaylar zinciri oluşturuyor. Empati kurma yeteneğini ve hislerini uzun yıllar önce kaybetmiş ve adeta bir suç makinesine dönüşmüş Deniz, İstanbul’da olduğu tahmin edilen esrarengiz bir yazılımın peşine düşer ve kendisini yirmi dört saat sürecek kaotik bir serüvenin içinde bulur.

Çekimleri, mekân tasarımları ve renk düzenlemesi oldukça başarılı olan film, 1992 yılında yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenilerek yola çıkan bir senaryoya sahip. Yönetmenin Atlas 1948 Sineması’nda gerçekleştirilen prömiyerde de belirttiği gibi “Hiçbir şey anlatmayan bir film” olmayı da başarıyor. Hikâyenin ve karakterlerin derinliklerinin bulunmaması herhangi biriyle özdeşleşme olanağı sağlama yolunu kapatırken, Caner Cindoruk dışındaki oyunculukların, özellikle de filmin temel dayanağını oluşturan Deniz karakterinin performansının yapaylığı nedeniyle kaçırılmış bir fırsat olmaktan öteye gitmeyi başaramıyor.  Plastik makyajları da oldukça iyi olan filmin bu başarısına ise kötü yapılan efektler sekte vuruyor. Distopik bir hava yaratan tuvalet sahnesi video oyunu sekansı gibi kullanılsa ve filmin finali daha farklı olsa izleyicilerde daha iyi bir etki bırakma ihtimali bir “tık” daha yükselebilirmiş.

Sonuç olarak Ölüler İçin Yaşam Kılavuzu; adı kadar yaratıcı olmayı başaramayan, iyi bir ekipman kullanılarak çekildiği ve iyi bir atmosfer sağladığı halde oyuncuların performanslarından ve hiçbir yere bağlanmayan hikâyesinden gol yiyen ortalama bir aksiyon-gerilim filmi olmaktan öteye gidemiyor.