“Yelkenli, Ada, Tekne… Nerede Hayatta Kalmak İstersin?”
Amerikan yapımı Dangerous Waters, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Tehlikeli Sular filminin yönetmen koltuğunda Allagash (2020) filminin de yönetmenliğini yapmış olan John Barr oturuyor. Senaryosunu yönetmen Barr ile Mark Jackson’ın kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini de yönetmen Barr üstlenmiş. Müzikleri Zak McNeil imzası taşıyan filmin oyuncu kadrosunda ise Odeya Rush, Saffron Burrows, Eric Dane, Ray Liotta, Sala Baker, Omid Zader, Thalia Besson, Roy Elghanayan, Alexya Garcia gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu annesi ve onun yeni erkek arkadaşıyla bir açık deniz tatiline çıkan Rose’un, yelkenlilerine bir grup silahlı adamın saldırması sonrası başından geçenler oluşturuyor. Annesi ve onun erkek arkadaşı Derek ile tekne gezisine çıkan Rose gezileri esnasında Derek’in gizli sırlarını öğrenir. Aynı zamanda bir grup silahlı kişiler tarafından rehin alınınca işler sarpa sarmaya başlar.
Daha önce Bully (2001), Capote (2005), Frost/Nixon (2008), Greenberg (2010), This Teacher (2018) gibi filmlerde görüntü yönetmenliği gibi görevlerde yer alan Barr, bu filmde hem sinematografi konusundaki başarısını hem de oyuncu yönetimindeki yeterliliğini gözler önüne sermeyi başarıyor. BendFilm Festivali’nde En İyi Görüntü Yönetmenliği Ödülü’nü kucaklayan This Teacher (2018) filminin yönetmenliğini Mark Jackson üstlenirken, görüntü yönetmenliği ise John Barr’da idi. Tekrar beraber çalışan ikili bu kez koltukları değiştirirken, baştan sona devam eden bir gerilim atmosferini de sağlamayı başarıyorlar. Emerging Cinematographer Ödülleri’nde de The Carrier (2012) filmine sinematografi ödülü kazandıran Barr; izleyicileri evden yat limanına, tekneden açık sulara taşırken mekân kullanımıyla da sınıfı fersah fersah geçiyor.
Başlangıçta anne-kız ilişkisi ve bu bağlamda yaşanan çatışmalarla ilerlerken, sonrasında film bir hayatta kalma savaşına dönüşüyor. Rose karakterine hayat veren Odeya Rush’ın performansı oldukça etkileyici biçimde izleyiciye geçerken, ona eşlik eden özellikle Eric Dane ve Saffron Burrows da inandırıcı oyunculukları ile izleyiciyi kendine bağlamayı başarıyor. Ray Liotta kısa performansıyla dahi her zamanki kötü adam efsanesini sürdürmeye devam ediyor. Ve Liotta’yı kötü adam olarak görebileceğimiz son film de ne yazık ki bu. Liotta’nın bu filmin çekimleri sırasında Dominik Cumhuriyeti’nde öldüğünü ve bu filmin kendisinin son filmi olduğunu bu bağlamda hatırlatmakta fayda var. Rose ile özdeşleşim kurabilmeyi sağlayan hikâye sayesinde özellikle finale doğru izleyicilere koltukları tırmalatmayı da başarıyor.
Sonuç olarak Dangerous Waters; hem sinematografisi, hem mekân kullanımı hem de oyuncuların performanslarıyla gerilimi son ana değin başarıyla sürdürebilen oldukça iyi bir gerilim filmi. Hayatta kalma hikâyelerini seviyorsanız kaçırmayın derim…