“Bu Atmosfer Zuhur Ediyor…”
Apollon Film yapımcılığında çekilen Zuhur: Cinn-i Ayin filminin yönetmen koltuğunda Azubel (2021) filminde yapımcı ve oyuncu olarak karşımıza çıkan, Hüddam’ın Soyu: Marid Cinleri (2022) ile Yudi: Yedikonuk Cinleri 2022) filmlerinin ise yönetmenliğini yapmış olan Mert Uzunmehmet oturuyor. Senaryosunu da yönetmen Uzunmehmet’in kaleme aldığı filmin görüntü yönetmenliğini Ali Gürsu üstlenmiş. Filmin oyuncu kadrosunda ise Erol Sertel, Larissa Lara Türközer, Kemal Danacı, Sinem Yalçın, Efekan Güner, Sema Aydın, Onur Kaya, Zehra Saçlı, Barbaros Andiç gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu karanlık geçmişe sahip olan bir eve taşınan bir ailenin hikayesi oluşturuyor. Ünlü koleksiyoner Barbaros ve ailesi, yıllar önce bir falcının şüpheli ölümü nedeniyle mühürlenen bir eve taşınır. Evle ilgili anlatılanlara aldırış etmeyen Barbaros, evlerinin arkasındaki yıllarca kitli kalan alanı temizlerken falcıya ait olan eşyalar bulur. Eşyaları karıştırırken arasında “şeytan heykeli” bulan Barbaros, onu çok beğenir ve koleksiyonuna eklemek için evine götürür. Barbaros’un şeytan çağırma ve cinlere insan kurban etme gibi ritüeller için kullanılan bu heykeli eve getirmesiyle güç yeniden harekete geçer.
Türdeşlerine göre sınıfı fazlasıyla geçen bir sanat yönetimi ve mekân kullanımı bulunan filmin oyuncularının performansları da sınıfı geçmeye yetiyor. Oldukça gerçekçi tepkiler ve oyunculuklar ile izleyicinin filmle özdeşleşim kurmasını rahatlıkla sağlıyorlar. Gerilim atmosferi filmin geneline başarıyla yayılmış. Senaryo ile fon müzikleri hatta görseller arasında dikkatle izlendiğinde fark edilecek birçok gönderme ve detay bulunuyor. The Conjuring serisi ile Conjuring evreninin halkalarından biri olan Annabelle’e hem diyaloglarda göndermeler yapılıyor hem de lanetli nesnelerin koleksiyonunu yapan ve gençlerin eline geçen bunların not edilmiş olduğu defter üzerinden Annabelle Comes Home (2019)’a saygı duruşunda bulunuluyor. Yönetmenin ilk filmindeki Hüddam’ın vazozuna sözlü, ikinci filminde kullandığı ikona görseline ise doğrudan yer vererek kendi filmleri arasında bir bağlantı da inşa edilen filmde; saatten pikaba, palyaçodan kutuya değin geniş bir yelpazede neredeyse her evde bulunabilecek eşyalar üzerinden tekinsizliği hissetmek mümkün oluyor.
Tıpkı geçen hafta gösterime giren Kent Mezarlığında Sızıntı (2023) filminde olduğu gibi bu filmde de lanetli bir nesne üzerinden ilerleyen bir hikâye karşımıza çıkıyor. Özellikle “Biri bana büyü yaptı” öykülerinden sıkılan, Amerikan tarzı korku filmlerini sevenler için, geçen haftaki türdeşi gibi tercih edilesi bir yapım olarak öne çıkıyor.
“Filmin sorunları yok mu?” derseniz; her filmde olduğu gibi bu filmde de bazı aksaklıklar bulunuyor. Neredeyse tüm yerli korku filmlerinde arabanın tepe lambasının seyahat sırasında açık olması, filmin girişi ve gelişmesi oldukça uygun bir tempoda ilerlerken finale bir anda ulaşılması yani izleyiciye hızlı bir sonuç sunması ve tesadüfen düşen bir nesnenin nerede düştüğünün elle konulmuşçasına bilinmesi gibi durumlar filmin handikapları. Ancak bunlar da Türk korku sinemasında son yıllarda karşımıza çıkan bütün örnekleri düşündüğümüz zaman, bu şartlarda nazar boncukları görevi üstleniyor.
Sonuç olarak Zuhur: Cinn-i Ayin; yönetmen Uzunmehmet’in filmografisindeki en iyi film olmakla birlikte; sanat yönetimi, kadrajlar ve oyuncuların performanslarıyla da sınıfı çok rahat geçen bir yapım oluyor.