“Bana İnecek Bir Toprak Bul Dele…”
Çekimleri Porto Rico’da gerçekleştirilen Plane, Türkiye’de gösterime girdiği adıyla Uçak, filminin yönetmen koltuğunda Assault on Precinct 13 (2005), L’instinct de mort (2008), L’ennemi public no1 (2008), Blood Father (2016), L’Empereur de Paris (2018) gibi filmlerin de yönetmenliğini yapmış olan Jean-François Richet oturuyor. Senaryosu Charles Cumming ile J.P. Davis tarafından kaleme alınan filmin görüntü yönetmenliğini Brendan Galvin üstlenmiş. Müzikleri Marco Beltrami ile Marcus Trumpp tarafından hazırlanan filmin oyuncu kadrosunda ise Gerard Butler, Mike Colter, Daniella Pineda, Tony Goldwyn, Lilly Krug, Evan Dane Taylor, Kelly Gale, Tara Westwood, Remi Adeleke, Paul Ben-Victor, Joey Slotnick, Yoson An gibi isimler bulunuyor.
Filmin konusunu olağanüstü koşullar sebebiyle görevli olduğu uçağı bir adaya indirmek zorunda kalan pilot Brodie ile uçakta yer alanların, bu adada verdikleri hayatta kalma mücadelesi oluşturuyor. Pilot Brodie Torrance, yıldırım düşmesi sonucu hasar alan uçağı savaş alanına dönmüş bir adaya indirerek yolcuları kurtarır. Fakat bu inişin hayatta kalma mücadelesinin sadece başlangıcı olduğunu fark eder. Bütün yolcular tehlikeli zorbalar tarafından rehin alındığında, Torrance’in yardım isteyeceği tek bir kişi vardır; bu, cinayetle suçlanan ve FBI tarafından başka bir yere transfer edilen Louis Gaspare’in kendisidir ve onda gördüğünden çok daha fazlası olduğunu öğrenecektir.
Başta Brodie’yi canlandıran Gerard Butler olmak üzere, tüm oyuncuların performanslarının göz doldurduğu film, herhangi bir aksiyon ve gerilim filminin ötesinde; herhangi bir uçuş yolculuğu sırasında herhangi birimizin başına gelebilecek olaylar silsilesini içermesi yönüyle de son yıllardaki çoğu filmin üzerine çıkmayı başarıyor. Sinemada uçak içeren yapımlarda karşımıza çıkan gremlinlerden yılanlara, seri katillerden vampirlere değin birçok canavarın yarattığı kaos, aksiyon ve gerilimi odağına alan filmler; temaları ve oyuncularının performansları sayesinde başarılı olmalarına karşın gerçekçilikten uzak bir yapıya sahipti. Bu bağlamda Plane, yolcuların ölmediği bir uçak kazası sonrasında hem bu zorunlu iniş anını hem de sonrasında uluslararası bir örgüt tarafından yolcuların rehin alınması hikâyesini finale dek sürdürdüğü inandırıcılık unsuruna dayandırıyor. Aksiyon ve dövüş sahnelerinde kullanılan kamera açıları ve sahneler arası geçişlerin ustalıkla kullanılmış olması sayesinde izleyicinin adeta oradaymış gibi hissedebilmesini de sağlıyor.
Hikâye örgüsünde şaşırtıcı bir şey olmaması, izleyicilerde aksiyon ya da gerilimin düşmesine neden olmadığı gibi; yolcuların karakteristik özellikleri oldukça başarılı bir biçimde dağıtılmış. Filmin ilk beş dakikasında yer alan etkili diyaloglar izleyicinin karakterlerle özdeşleşim sağlamasını başaracak nitelikte tasarlanmış. Temponun düşmesine izin verilmeyecek şekilde aksiyonun eklenmesi ve abartılmamış olması da cabası.
Bütün bunlara ek olarak filmde ana unsurun uçak değil de kaptan olması nedeniyle filmin adının Kaptan ya da Capitán olması daha isabetli bir seçim olacakmış gibi duruyor.
Sonuç olarak Plane; özellikle aksiyon severlerin kaçırmaması gereken, temposu hayli yüksek, başarılı bir yapım.